- Kredi
- -1,338,233
Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma : İslâmiyet’in vücut ve çevre temizliğine verdiği önem, hele abdest, boy abdesti ve elbise temizliği ile bunu bir ibadet haline getirmiş olması başlı başına hastalıklarla mücâdelenin temelini teşkil eder.
Aynca frengi, bel soğukluğu ve yumuşak şangr gibi tehlikeli zührevi hastalıklann gayri meşru cinsel birleşmelerle insandan insana geçtiği bilinen bir gerçektir.
Yine, tedavisi mümkün olmayan ve mutlak ölümle neticelenen Aids’in de gayri meşru ve ahlâk dışı birleşmelerin bir ürünü olduğu kabul edilmektedir.Cenâb-ı Hak emrediyor:
* “Fuhuşun gizlisine de açığına da asla yaklaşmayın’’^17).*
“Zinâya yaklaşmayın, çünkü o, şüphesiz bir hayasızlıktır’’^18).
İslâmiyet, fuhşu yasaklamakla kalmamış; fuhşa giden bütün yollan da kapatarak Müslümanlan bu tehlikeye karşı korumuştur. Harama bakmayı, erkeği olmayan eve girmeyi, kadın-erkek birlikte oturmayı yasaklayarak şeytanın işini zorlaştırmıştır.
Resul-i Ekrem Buyuruyor;
* “Gözlerin zinası, mahremi olmayan kadınlara şehvetle bakmaktır. Kulakların zinası, dinlemesi haram olan sözleri dinlemektir. Dilin zinası, söylemesi haram olan şeyleri söylemektir. Elin zinası, yabancı bir kadının uzvunu şehvetle tutmaktır. Ayaklann zinası, gidilmesi haram olan yere adımlarını atmaktır. Kalbin zinası, zina temennisi ve arzusu duymaktır. Cinsiyet organları ise, bu organların arzularını ya yerine getirirler ya da reddederler’^19 *).17) En’âm, 6/151.18) Isrâ, 17/32.19) Buhari, Isti’zan, B. 12. Müslim, Kader,had. 20.
Zinâ, öyle bir felakettir ki, sadece bulaşıcı hastalık taşımakla kalmaz; beraberinde toplum ve aile saadetini de mahveder. Neslin bozulması kadar bir cemiyeti tehdit eden felâket yoktur. Fertlerin, ahlâk kurallarına ve toplum nizamlarına uymayan ancak sağlam ve sıcak bir aile ortamında yetişmeleri ile mümkündür. Bütün polisiye tedbirlere rağmen medeni Batı ülkelerinde hırsızlık, gasp, tecavüz, öldürme, intihar, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı önlenememekte, her geçen yıl biraz daha artış kaydetmektedir.
Bütün bu sosyal bozuklukların temelinde, şüphesiz ahlâki çöküntü yatmaktadır.Kur’an, âdet halinde iken kadına yaklaşmayı yasaklarken, çiftlerin hem ruhi hem de organik sağlıklarını korumayı hedef almaktadır. Ay hali sırasında kadının rahim yolu iç zannda şişme ve kızarıklık olduğundan, cinsi temas ona ızdırap vermekle kalmaz; yırtılmalara ve iltihaplara sebep olur.
Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Âdet halinde iken kadınlarınızdan uzaklaşın. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın’’^20).
İslâm’da erkekleri ve dolayısıyla kadınların zührevi ve diğer mikrobik hastalıklara karşı koruyan örnek bir uygulama da “sünnet”tir. Sünnet derisi, kesilip alınmadığı taktirde, içersinde kalan sidik artıkları pek çok zararlı maddeler ihtiva ettiğinden, mikropların kolayca beslenip barınabilecekleri bir ortam meydana getirir. Bu mikroplar, cinsel temas sırasında kadına da geçeceğinden, sünnet vasıtasıyla her iki cins hastalığa karşı korunmuş olmaktadır.Modem tıp da sünnetin faydalarını kabul ettiğinden dolayı, bugün gayri müslim cemaatler içinde dahi erkek çocuklarını sünnet ettirenler vardır.
