Ağız Yarası Nedir?
Ağız yarası denildiğinde dudak, dil ve dil altı, damak, diş etleri ve yanakların iç kısmında gelişen mukozal hasarladan bahsedilmektedir. Sıcak madde tüketimi ya da yanlışlıkla ısırma sonrasında kendiliğinden geçen basit hasarlar olabileceği gibi uçuk şeklide virüslere bağlı olarak ortaya çıkan ağrılı yaralar görülebilir. Ağız içinde en çok görülen lezyonlardan bir tanesi aft ya da aftöz ülser olarak tanımlanan patolojilerdir. Üzeri genellikle beyaz, iltihaplı görünümlü ve oldukça ağrılı lezyonlardır. Özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında sıklıkla ortaya çıkan aftlar genellikle bir kaç gün içerisinde kendiğinden iyileşir. Sık tekrarlayan, geçmesi uzun süren aft varlığında genellikle altta yatan ve immün sistemi baskılayan hastalıklar mevcuttur. Bu gibi durumlarda bu hastalıklara yönelik olarak tıbbi tetkikler yapılmalıdır. Diş eti hastalıkları ve diş apseleri de ağız yaralarına sebep olabilir. Ağız yaralarının kadınlarda erkeklerden daha fazla görüldüğü izlenmiştir.
Ağız Yarası Çeşitleri Nedir?
Ağız yaraları değişik şekillerde ortaya çıkabilir. Farklı şekillerdeki lezyonlar farklı hastalıkların habercisi olabilir.
Aft (Aftöz Ülser) : Üzeri beyaz, etrafı kırmızı ağrılı yaralardır. Genellikle ağız içinde yerleşir, dudaklarda görülmez. Küçük, büyük ya da kümeler halinde izlenebilir. Sık sık tekrarlayan aftlar bağışıklık sisteminde bir bozukluk zemininde gelişir.
Lökoplaki: Beyaz, kirli beyazdan bazen sarımtırak etraf mukozadan hafif yüksek, üzeri düz veya pürtüklü olabilen lezyonlardır. Dilde ya da ağız mukozasında görülebilir. Dilde ya da ağız mukozasında görülebilirler. Çoğunlukla sigara içimi ve dumansız sigara kullanımı sebebi ile geliştiği düşünülmektedir. Bunlar kesildiğinde lökoplaki genellikle sona erer.
Eritroplaki: Lökoplakide tarif edilen yaraların kırmızı renkli olanıdır.
Liken Planus: Özellikle dilde görülen dilden kabarık morumsu lezyonlardır.
Pamukçuk: Kandidiyazis olarak da bilinen Candida Albicans adı verilen bir mantar türü tarafından oluşan lezyonlardır. Mukozada sarı - beyaz yumuşak ağrısız lezyonlardır. Genellikle bebeklerde, takma diş sahibi bireylerde ya da bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda görülür.
Uçuk: Herpes simplex virürü tarafından oluşturulan, genellikle dudakta dudağın etrafından izlenen ağrılı, içi sıvı dolu kabarık lezyonlardır. Daha önceden vücutta bulunan ve latent kalmış Herpes simplex virüsünün özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında, vücudun bağışıklık sistemi zayıfladığından sebep olduğu yaralardır.
Ağız Yarası Belirtileri Nedir?
Ağız yarası belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
- Ağız içinde etraf dokudan daha kızarık ya da beyaz görünümdeki yaralar
- Lezyonda iltihaplanma
- Yara bölgesinde şişkinlik, ağrı ve hassasiyet
- Lezyona bağlı ağrı ve batma hissi nedeniyle konuşma ve çiğnemede güçlük
- Diş fırçalama sırasında ağrı
- Ağrı nedeniyle iştah azalması
- Boğaz ağrısı
Geçmeyen Ağız Yarası Neden Olur?
Ağız yaraları genellikle 1-2 gün içerisinde kendiğinden geçer. Bazı durumlarda 10 güne kadar uzayabilen lezyonlar görülebilir. Eğer bu süre zarfında ağız yaraları geçmiyorsa veya sık sık tekrarlayan ağız yaraları mevcutsa altta yatan diğer sebepler araştırılmalıdır. Beslenme yetersizlikleri ve başta C vitamini olmakla birlikte diğer vitamin eksiklikleri ya da sigara kullanımı tekrarlayan ağız içi yaralara sebep olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklarda da tekrarlayan yaralar görülebilir. Romatizmal bir hastalık olan Behçet hastalığı'nın ana bulguları arasında ağızda tekrarlayan aftöz ülserler yer almaktadır.
Hamilelikte (Gebelikte) Ağız Yarası
Gebelik sırasında vücutta hormonal aktivite artmaktadır. Özellikle östrojen hormonunun etkisiyle hamile kadınlarda diş eti problemleri ve diş eti iltihapları oluşumu sıklıkla gözlenir. Diş etleri hassastır, çabuk şişerler ve daha sık kanama izlenir. Bu durumlardan korunmak için gebelikte ağız ve diş bakımına önem gösterilmeli ve kesintiye uğratılmamalıdır.
Bebeklerde ve Çocuklarda Ağız yaraları
Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerde doğum sırasında anneden bebeğe geçen mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak ağız çevresinde veya ağız içinde yaralar görülebilir.Bağışıklık sistemi problemi olmayan bebeklerde bu lezyonlar kendiğinden geçer. Ayrıca emen bebeklerde ağız içinde pamukçuk denilen beyaz lezyonlar görülebilir. Çocuklarda ateşli hastalıklar sırasında nadiren de olsa uçuk izlenebilir.
Ağız İçi Ve Boğaz Yaraları, Ağız içi yaraları, aft olarak bilinen ve kişinin yemesinde, içmesinde oldukça zorluk çıkaran ağrılı yaralardır. Ağız içi yaraları, kişilerin yaşam kalitelerini oldukça olumsuz etkilemektedir.
Aft dışında ağız içinde çıkan başka yaralarda bulunmaktadır. Yanaklarda, dudak mukozasında, dil ve dişetlerinde oluşan, oval veya yuvarlak yaralara ağız içi ülserleri adı verilmektedir. Ağız içi ülserlerinin tedavisi için, ağız içi ülserine neden olan sıkıntının saptanması gerekmektedir.
Ağız içi yaraları, sıklıkla tekrarlayabilen yaralardır. Çapları genellikle 5 mm’nin altında ve sayısı birden çok olabilir. Ağız içi yaraları çoğunlukla 7–10 gün içerisinde iyileşebilmektedir. Nadir olabilmekle birlikte çapı 1–3 santimetreye kadar ulaşabilen yaralarda bulunabilmektedir. Bunların iyileşmesi ise genellikle 6 haftayı bulabilir.
Ağız İçi ve Boğaz Yaraları Neden Oluşur?
Bazen ağız içi ve boğaz yaralarını ortaya çıkaran neden, büyün vücut sistemlerini etkileyen bir rahatsızlıktan veya ağız içerisinde ki bir sıkıntıdan dolayı meydana gelmektedir. Fakat tam olarak neden ortaya çıktıkları bilinmemektedir. Çoğunlukla ağız içi ve boğaz yaraları genetik geçişli olabilmektedir. Yiyecekler, içecekler, ilaç alerjileri, diş ve diş eti rahatsızlıkları, dışarıdan virüsün bulaşması, ağız içi mukozasındaki dengenin bozulması, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, fiziksel ve duygusal stres gibi nedenler de ağız içi ülserine sebep olabilmektedir. Bütün bunların yanı sıra yanlışlıkla ısırma, bazı yiyecekler, ağız içi protezleri, ağız içi yaralanmaları da ağız içi ülserini ortaya çıkarabilen nedenlerden sayılabilir.
Demir eksiklikleri, folik asit eksikliği, B12 gibi vitaminlerin eksiklikleri ağız içi ve boğaz yaralarına neden olabilmektedir. Sık tekrarlanan ağız içi ve boğaz yaraları ile birlikte görmede bozukluk oluştuğunda, yaraların kendi kendine iyileşmediği durumlarda, ağız içinde kötü koku ve akıntı olduğunda bunlar genellikle derin enfeksiyon belirtileri olarak sayılır.
Ağız İçi Ve Boğaz Yaraları
Bu belirtilerle karşılaştığınızda ilk yapmanız gereken derhal bir doktora başvurulması gerekmektedir.
Ağız içi ve boğaz yaraları, en başta enfeksiyonlar ile birlikte virüsler nedeniyle oluşmaktadır. Ağız ve boğaz yaraları bakterilerden dolayı meydana gelmediği için antibiyotik tedavilerine cevap vermezler. Bu yüzden tedavi edilmesi aksayabilir.
Virüsler ilk önce bademciklere yerleşir ve boğaz yaraları oluşmaya başlar. Boğazda ortaya çıktığından dolayı, çoğu zaman hastada şiddetli ağrı ile birlikte nefes almada zorluk yaşanmaktadır. Boğaz yaraları genellikle 6 hafta veya daha fazla sürebilecek olan yorgunluk ve halsizliğe neden olabilir.
Ayrıca ağız içi ve boğaz yaraları, genellikle soğuk algınlığı ve grip gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Fakat bazen de hava kirliliği, hava kirliliğine alerji duymak, kuruluk gibi sebepler yüzünden de boğaz yaraları oluşabilmektedir.
Ağız İçi ve Boğaz Yaraları İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
Allerji
Sigara kullanımı
Uzun süre kapalı ortamda bulunmak
Oda sıcaklığında yiyecek tüketmek
Bağışıklık sisteminin zayıflaması
Yeterli protein alınız
Uzman bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz
Ağız İçi ve Boğaz Yaralarından Nasıl Korunabilirsiniz?
Temizlik hijyenine dikkat etmelisiniz.
Kullandığınız size özel eşyaları başkası ile paylaşmayınız.
Umumi alanlarda bulunan çeşmelere ağzınızı değirmekten kaçınınız.
Sigara içilen ortamlardan uzak durunuz.
Hasta olan kişilerden uzak durunuz.
Ağız İçi ve Boğaz Yaralarına Ne İyi Gelir?
Bal
Karadut Şurubu
Gül
Itır çiçeği
Kasık Otu
Nane
Meşe
Sinirli Ot