Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

Aids Hastalığı Belirtileri Nelerdir, Tedavisi Nasıl Yapılır?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Gulsumnur
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 0
  • Görüntüleme Görüntüleme 20

Gulsumnur

Moderator
Katılım
16 Ara 2024
Konular
3,227
Mesajlar
3,234
Tepkime puanı
36
Puanları
48
Puan
401,205
Bakiye
2TL
aids-hastalığı-belrtileri-nelerdir-tedavisi-nasıldır-arguntc.webp

AİDS HASTALIĞI İLK BELİRTİLERİ
HIV virusu vücuda alındıktan 2 - 4 hafta içerisinde virüsün ilk çoğalma döneminde akut bir infeksiyona (Ani gelişen iltihap belirtileri) neden olur . Hastaların %90-95'inde hiçbir klinik belirti ve bulgu yoktur. Geri kalan az kısmında ise halsizlik , bitkinlik , deri döküntüleri gibi kısa süreli belirtiler olabilir. Çok seyrek olarak bazen sinir sistemi ile ilgili bulgular görülebilir.

Bütün bu bulgular birkaç hafta içerisinde kendiliğinden geçer . Virusu alan kişilerde 2 -12 hafta içerisinde tanı amacı ile HIV virüsüne karşı antikorlar gelişir. Bu antikorların hastalığın ilerlemesini engelleyici etkileri yoktur, ancak hastalığın teşhisi açısından çok önemlidirler. Kesin teşhis bu antikorların kanda gösterilmesi ile konur. Bu iki yöntemle yapılabilir.

1 . ELISA TESTİ: Pratik , oldukça kolay uygulanabilen bir testtir . Tarama testi olarak kullanılır. Ancak güvenirliliği düşüktür.
2. WESTERN BLOT TESTİ: Zaman alan, uygulaması zor olan bir testtir. ELISA testinin kesinleştirilmesi amacı ile kullanılır.

Akut infeksiyon döneminden itibaren kişi bulaştırıcıdır. Akut enfeksiyon döneminden sonra infekte kişiler asemptomatik enfeksiyon (Belirtisiz) dönemine girerler.
Bu dönemde hiçbir bireyde hiçbir belirti ve bulgu yoktur virusu taşıdığının genellikle farkında değildir . Cinsel temasta bulunduğu herkese hastalığı bulaştırır. Bu belirtisiz dönem 8-10 sene devam edebilir . Ancak % 30 - 40 hastanın 1 . 5 ile 5 yıl içerisinde bir sonraki döneme geçtiği gösterilmiştir. Belirtisiz dönemin sonunda HIV virusu ile infekte kişilerde yaygın lenfadenopati (lenf düğümlerinin iltihabi büyümeleri) dönemi başlar.

Lenf bezi büyümeleri HIV infeksiyonu dışında çok değişik hastalıklarla meydana gelebilir . HIV infeksiyonundan olduğunun belirlenebilmesi için lenf bezi büyümelerinin kasık dışında en az iki ayrı bölgede olması, büyüklüklerinin 1 cm den fazla olması ve 3 aydan daha uzun süre büyük kalması gerekir. Bu dönemde hastalarda başka önemli bir belirti ve bulgu yoktur . Bu hastaların %20’ si 2 yıliçerisinde bir sonraki basamak olan kronik yapısal hastalık dönemine ulaşır.

Hastalarda ilk kez doktora başvurmalarına , böylece tanı konulabilmesine olanak sağlayan belirtiler başlar. Vücut ağırlığının % 10'undan daha fazla kilo kaybı, nedeni bulunamayan ateş, bir aydan daha uzun süren ve tedavi edilemeyen ishaller , yaygın ve sık Herpes virüs infeksiyonları ( uçuk ya da genital herpes ), ağızda mantar infeksiyonları en sık karşılaşılan belirti ve bulgulardır. Hastalığın kesin tanısı yukarıda belirtilen antikor testleri ile konur.

Risk faktörleri ya da daha önce sözü edilen belirti ve bulgular olan hastalarda önce ELISA testi değerlendirilir. Üst üste 2 kez bu test pozitif çıkan hastalarda, tanıyı kesinleştirmek amacıyla Western Blot testi yapılır. Ancak bu test de pozitif ise kesin HIV virüs infeksiyonu tanısı konulabilir.

Bu dönemin sonunda iyice belirgin hale gelen immun sistem yetmezliği (Bağışıklık sisteminin çökmesi)nedeniyle sık görülen fırsatçı enfeksiyon ya da kanserlerden birinin ortaya çıkması ile hasta AIDS dönemine geçer. Yani her ne kadar yaygın kullanımında HIV virusu ile ilgili tüm hastalıklar genel olarak AİDS adı ile anılmakta ise de aslında virüs vücuda alındıktan sonra geçilen tüm dönemler HIV infeksiyonu, bunun son basamağı da AIDS dönemidir .

AİDS belirleyen hastalıklar, immun sistemi normal kişilerde hastalık yapamayan ya da bazı özel durumlarda çok seyrek hastalık yapabilen , parazit, virüs ve mantarların neden olduğu bazı enfeksiyon hastalıkları ile bazı özel tür kanser hastalıklarıdır.

Aslında bu hastalıklara neden olan etken mikrobik ajanlar normalde hemen herkesin vücudunda bulunan etkenlerdir. Ancak immun sistem sağlam olduğu sürece bu hastalıklar ortaya çıkmazlar. İşte HIV virüsünün vücutta esas olarak yaptığı Immun sistem hücrelerini özellikle değişik hücrelerin bir arada düzgün çalışmasını sağlayan "Yardımcı T lenfosit" denen bir grup hücreyi öldürmek suretiyle immun sistemi göçertir. Böylece yukarıda sayılan ve normal kişilerde hastalık yapamayan bazı enfeksiyon hastalıkları bu zayıf ortamda hastalık meydana getirerek hastanın ölümüne neden olur.

Belirti ve bulgular tespit edilen her bir AIDS hastası aslında 50-100 başka hastayı temsil etmektedir.

AİDS HASTALIĞI TEDAVİSİ
Bugün için HIV infeksiyonlarına karşı halen etkin bir tedavi bulunamamıştır. Bu alanda en çok denenmiş olan, virüsün çoğalmasına engel olarak etki eden ve 1986’dan beri kullanılan AZT (Retrovir) isimli ilaçtır. Bu ilacın aslında beklenen yaşam süresini uzatmadığı, hastanın sadece AIDS basamağına daha geç ulaşmasını sağlayabildiği gösterilmiştir.

Hastalıkların çoğunun tedavisi mümkündür. Ancak kullanılan ilaçlar pahalı ve yan etkileri çok fazladır. Tedavileri zor ve süreleri uzundur. Ayrıca tedavi bitiminde hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına engel olunmak için ilaçlar daha düşük dozlarda ömür boyu verilmesi ve hastanın çok yakın takip edilmesi zorunluluğu vardır.

AİDS HASTALIĞINDAN KORUNMA
Korunma bulaşma yollarına göre incelenebilir.

Kan ve kan ürünleri ile bulaşmaya karşı korunma: 1985 yılında AIDS testinin bulunması ile kan ve kan ürünleri hastalara verilmeden önce AIDS etkenine karşı da test edilmektedirler. Uyuşturucu bağımlısı kişiler arasında enjektör-iğne paylaşımının önlenmesi gerekir.

Anneden bebeğe geçiş için korunma: HIV pozitif olduğu bilinen kadınlara doğum yapmamaları tavsiye edilir bu amaçla doğum kontrol yöntemleri öğretilir. Her şeye rağmen gebe kalan HIV pozitif annelere erken dönemde, kürtaj yapılması pek çok ülke tarafından kabul edilmiştir.

Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık bulaşma yolu olması nedeniyle korunma da en önemli kısım cinsel yolla bulaşmaya karşı korunmanın sağlanmasıdır.
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Thread visitors

Geri