Anksiyete, mevcut olmayan ancak algılanan gelecekteki olası tehditler için yoğun kaygı ve kaygı duymaya neden olan psikiyatrik bozukluktur. Genellikle herhangi bir stres unsuruna karşı gelişen anksiyete, huzursuz ve gergin hissetme, çarpıntı ve terleme gibi fiziksel ve duygusal semptomlarla karakterizedir.
Gündelik hayatta, çevresel, bilişsel ve toplumsal faktörlerin yarattığı stres ve baskının tetiklediği korku, endişe ve kaygı hissi olarak da tanımlanabilen anksiyeteyi tetikleyen örnekler, sınav, iş görüşmesi, bir işi zamanında yetiştirme gibi stres ve baskı yaratan koşullardır. Anksiyetede endişe, ve belirsizliğe karşı korku söz konusudur. Kan basıncının yükselmesi, kalp atışlarının hızlanması, nefes alışverişinin değişmeye başlaması ve soğuk terleme gibi fiziksel ve duygusal belirtilere neden olur.
Genellikle beyinde doğal olarak bulunan birtakım kimyasallarda oluşan dengesizlik sebebiyle meydana gelen anksiyete, genetik faktör, stres, kronik hastalıklar, uyuşturucu madde kullanımı ve çevresel faktörler anksiyete oluşumuna zemin hazırlar. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, beyindeki korku işleme mekanizmalarında hassasiyete yol açarak stres unsurlarına karşı kişiyi daha duyarlı birine dönüştürür ve bu durum ileride anksiyeteye zemin hazırlar.
Kişiyi gergin bir yapıya bürüyen anksiyete hastalığının yaygın tedavi yöntemleri arasında gerekiyorsa ilaç tedavisi, psikoterapi ve diyalektik davranış terapisi yer alır.
Gündelik hayatta, çevresel, bilişsel ve toplumsal faktörlerin yarattığı stres ve baskının tetiklediği korku, endişe ve kaygı hissi olarak da tanımlanabilen anksiyeteyi tetikleyen örnekler, sınav, iş görüşmesi, bir işi zamanında yetiştirme gibi stres ve baskı yaratan koşullardır. Anksiyetede endişe, ve belirsizliğe karşı korku söz konusudur. Kan basıncının yükselmesi, kalp atışlarının hızlanması, nefes alışverişinin değişmeye başlaması ve soğuk terleme gibi fiziksel ve duygusal belirtilere neden olur.
Genellikle beyinde doğal olarak bulunan birtakım kimyasallarda oluşan dengesizlik sebebiyle meydana gelen anksiyete, genetik faktör, stres, kronik hastalıklar, uyuşturucu madde kullanımı ve çevresel faktörler anksiyete oluşumuna zemin hazırlar. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, beyindeki korku işleme mekanizmalarında hassasiyete yol açarak stres unsurlarına karşı kişiyi daha duyarlı birine dönüştürür ve bu durum ileride anksiyeteye zemin hazırlar.
Kişiyi gergin bir yapıya bürüyen anksiyete hastalığının yaygın tedavi yöntemleri arasında gerekiyorsa ilaç tedavisi, psikoterapi ve diyalektik davranış terapisi yer alır.