Mucizevi bir oluşumdur hamilelik. Kendi bedeninde yeni bir hayatın oluşuması, bu sürecin ev sahibi olmak her kadında tarifsiz duyguları ortaya çıkarır. Sadece kadınların yaşayabileceği bu mucizevi süreç beraberinde birçok duyguyu ve düşünceleri de beraberinde getirir. Anne adayı çalışıyor ve bir kariyer hedefi doğrultusunda ilerliyorsa bu düşünceler sırf bebeğe ve kendine dair annelik algısına yönelik olmaktan çıkıp kariyerine ilişkin faktörleri de kapsamaya başlar. Kariyer ve aile hayatında denge kurmaya çalışmak tüm çalışan kadınlar açısından zorlu bir süreç olma özelliği taşır.
- Nasıl bir anne olacağım?
- Çocuğuma yetebilecek miyim?
- Kariyerimde aynı şekilde ilerleyebilecek miyim?
- Çocuğumu kime emanet edeceğim?
- Tüm bunların dengesi arasında ben nasıl olacağım / hissedeceğim?
Burada önemli olan çocuğun ne kadar çok yanında olunduğundan ziyade anne çocuk arasında çocuğun ihtiyaçlarının karşılandığı, sevgi dolu, süreklilik arz eden, yani çocuğa annenin ihtiyaç duyduğu anlarda yanında olduğu hissini aşılayan tatminkar bir ilişkinin var olması gerekliliğidir. Annenin çalışma hayatına döndüğü noktada ise bu ihtiyaçları karşılayan, sevgiyi hissettiren, çocuğu tedirgin hissettirmeyen bir kişinin bakım verici olarak çocuğun hayatında yer alması önemlidir.
Doğum itibariyle annenin zihni tamamen bebeğine yönelir. Onun ihtiyaçlarını karşılamaya, iyilik halini sürdürmeyi amaçlayan bu yönelme anne bebek arasındaki bağın sağlıklı oluşumu ve bebeğin ileride oluşturacağı benlik algısının güçlü ve sağlam olması açısından büyük önem taşımaktadır. Zaman ilerledikçe, annenin eşi, kendi hayatı ve işi ile ilgili düşünceleri tekrardan ön plana çıkmaya başlar. Bunun ortaya çıkışı aynı sağlıklı olması gereken anne bebek bağı gibi sağlıklı anne bebek ayrışmasının gerçekleşmesi yolunda önemlidir. Bebeğin kendi yeterliliklerini deneyimlemesine fırsat sağlar.
İş hayatına geri dönüş
İş hayatına dönen her annenin aklı evde, çocuğunda kalır. Çocuğun iyilik haline ve kendi anneliğinin yeterli olup olmadığına yönelik bu kaygıyla baş etmesi için bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Bunlar:- Çocuğunuzla ne kadar çok değil, ne kadar kaliteli zaman geçirdiğiniz önemlidir.
- İşten geldiğinizde onun tüm ihtiyaçlarını karşılamaya, ilginizin tamemen ona yönelik olduğu, birebir kurduğunuz ilişki çocuğunuz açısından çok daha yararlı olacaktır.
- Eğer imkanınız varsa ve sağlığınız açısından risk oluşturmuyorsa doğum izninizin çoğunu doğum sonrasında kullanın.
- Çocuğunuzun gelişiminde dünyaya geldiği ilk yıllar büyük önem taşımaktadır. Özellikle 0-6 ay arası bakım veren kişi olarak ne kadar yanında olursanız onun için o kadar faydalı olmaktadır.
- Eşinizi değişen dinamiğin içine dahil edin.
- Yeni üstlendiğiniz ebeveyn rolü hem sizin hem eşiniz için yeni. Kurmaya çalıştığınız annelik iş ve ev arası dengede en büyük yardımcınız eşiniz olacaktır. Sorumluluğu ve kaygıyı paylaşmak size iyi gelecektir.
- Çalışan annelerin çocuklarıyla yeterli vakit geçirememeye dair duydukları kaygının getirdiği en önemli sorun hissedilen vicdan azabıyla çocuğa asla “hayır” diyememektir. Bundan kaçınmaya çalışın.
- Çocuğun sınır algısı sizinle oluşur. Etkin ve kaliteli geçirdğiniz zaman içerisinde ona sınırlarını belirleyen bir tutum sergilemek çocuğunuzun psikososyal gelişimi açısından çok daha sağlıklı olacaktır.
- Kendi ihtiyaçlarınıza duyarlı olun. Kendinizi bir kenara atmayın.