Hamilelik döneminde tatilleri doktorunuzla birlikte önceden planlamakta, onayını ve önerilerini alarak yola çıkmakta fayda vardır.
Hamileliğin evrelerine göre dikkat edilecekler
Hamilelikte yolculuğa en müsait dönem, risklerin en az olduğu 16-32. haftalar arasıdır. İlk ve son üç ayda ise o evrede taşınan riskler doktorla ayrıntılı olarak görüşülüp tatilin yeri ve diğer ayrıntılar buna göre planlanmalı.Hamileliğin ilk üç ayında aşırı bulantı, kusma, kanama, su kesesinin açılması, aşırı halsizlik ve ağrı gibi sorunlar görülebilir; bu durumlarda yolculuk yapılmaması istenir. Bulantı şikayeti olan hamilelerin otobüs ve araba yerine uçak yolculuğunu tercih etmesi gerekir.
Hamileliğin son aylarındaki yolculuklardan önce muayenede NST cihazıyla kasılmaların takip edilmesi, ultrason muayenesiyle bebeğin genel sağlığının, rahmin ve plasentanın durumun değerlendirilmesi gerekir. Doktor bir risk görürse tatilinizi iptal etmenizi isteyecektir. Özellikle erken doğum riski taşıyan, ağrı çeken, sık idrar yolu enfeksiyonuna yakalanan, kanaması olan, plasentası alt yerleşimli olan, istirahat verilmiş hamilelerin yolculuk yapması büyük risk almaları anlamına gelir ve zorunlu haller dışında olur verilmez. Bu anne adaylarının sürekli takiplerini yapan doktorun yakınında bulunmaları gereklidir.
Uçağa binecekseniz rapor alın
Havayolu şirketleri 28-35 haftalık hamilelerden yolculuk öncesinde sağlık açısından yolculuk etmelerine engel olmadığına dair doktor raporu isterler. Türkiye’de birçok havayolu tekil gebeliklerde 35, çoğul gebeliklerde 32. haftadan sonra hamile yolcu kabul etmez. Bu tedbirin amacı uçakta doğum olasılığını en aza indirmektir, zira tıbbi olanakların çok kısıtlı olduğu uçak içinde doğum sırasında ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.Yolculuklarda karşılaşılan sorunlar ve önlemler
Yolculuk aracı olarak en kısa sürecek olan seçilmelidir. Erken doğum tehlikesi yoksa uçak yolculuğundan kaçınmak için özel bir neden yoktur. Havalimanındaki dedektörler metal aramak için üretilmişlerdir. X ışını içermez, bebeğe zarar vermezler. Uçakta bebeğin kalp atışlarında belirgin bir değişiklik de gözlenmez.Uçak yolculuğu esnasında bol sıvı tüketilmeli, düzenli olarak bacaklar hareket ettirilmeli ve emniyet kemeri takılı tutulmalıdır. Yüksekten uçuşlarda daha çok sorun yaşanır. Oksijen alımında sorun olan hamileliklerde yüksek uçuşlarda oksijen seviyesi düşeceğinden bebek bu düşüşü bir miktar tolere etse de zarar görme riski olduğu bilinmelidir.
Kara yolculuğunda sürekli emniyet kemeri takılmalı, kemerin alt kısmı rahmin alt kısmında kalmalı, üst askısı iki göğüs arasından geçip rahmin üzerinden dolanmalıdır. Anne ve bebeğin kaza durumunda kemerden veya hava yastığından zarar görmesi de olasıdır ancak bu oran kullanmama durumunda yaşanacak zararlara kıyasla çok düşüktür, dolayısıyla yolculukta kemer kullanımı önerilir.
Uzun yolculuklarda dolaşım sorunları ve vücutta şişme olabilir. Kalsiyum ve magnezyum eksikliğine bağlı olarak kramplar yaşanabilir. Rahat, sıkmayan ve terletmeyen giysi ve ayakkabılarla yola çıkılmalı. Varis çorabı giymek, uçak yolculuğunda uçakta yürüyüş yapmak, otomobil yolculuklarında 2 saatte bir mola verip yürümek şişme ve krampları azaltarak hamile yolcuyu rahatlatır.
Otomobil yolculuklarında hamilelere arka koltuklar önerilir. Halsizlik, uykululuk, baş dönmesi, bulantı, kramp gibi çeşitli riskler nedeniyle hamilelerin sürücülük yapmaması ve yolculuklarda yanlarında bulantı, kusma ve mide sorunlarını giderecek ilaçlar bulundurmalarında fayda vardır.
Yurtdışına yolculuk planlanırken, gidilecek ülkelerdeki enfeksiyon olasılıkları ve yemek kültürü iyi incelenmeli ve zorunlu haller dışında bunların Türkiye’den çok farklı bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu Afrika ve uzakdoğu ülkelerine gitme kararı alırken iki kez düşünülmelidir. Zira hamilelikte canlı aşı yaptırmak da sakıncalıdır.
Gidilecek yer yüksek rakımlıysa, hamileler basınç farkı nedeniyle baş ağrısı, nefes darlığı yaşayabilir. Acil durumda tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna en fazla 1 saat içinde ulaşabileceğiniz merkezi konumlar seçmelisiniz, bu kural herhangi bir sağlık sorunu bulunmayanlar dahil tüm hamileler için geçerlidir.
Yaşanan yerden daha sıcak bir coğrafyaya gidiliyorsa bol bol sıvı tüketilmeli, özellikle yaz ayındaki tatillerde günde en az 2,5-3 litre su veya sıvı içilmelidir.
Hava aldıran giysileri tercih edin
Tatil için giysi seçiminde şıklık yerine sağlığı önplana koymak, aşırı terletip sıvı kaybettirecek veya hava aldırmadığından mantar enfeksiyonu kapmanıza neden olacak giysileri yanınıza almayın. Tatilde polyestersiz, pamuklu ve organik kumaştan giysiler kullanın.Enfeksiyon kapmamak için mümkünse temizliğinden emin değilseniz havuza girmeyin ve denizi tercih edin. Yüzdükten sonra vajinal mantar riskini almamak için ıslak mayo ile oturmayın.
Tatildeyken yemeklerin güvenli olması da anne ve bebek sağlığı için çok önemli. Sıcak havalarda kolay bozulabilecek yiyeceklerden yememeye dikkat edin ve zehirlenme riskini minimuma indirin. Zehirlenme durumunda hemen acile başvurun ve sıvı kaybını telafi edin. Aksi halde aşırı sıvı kaybı damar içi hacminin azalmasına yol açar ve erken doğum riski ortaya çıkabilir.