İdrar Yolu Enfeksiyonları (İYE) Kadın Hastalıkları ve Doğum hekimlerinin çok sık karşı karşıya kaldığı hastalıklardan biridir. Hamilelerin yaklaşık yüzde 8’inde idrar yolu enfeksiyonları görülür.
Hamilelikte idrar yolu enfeksiyonları neden artar?
Kadınlar anatomik yapıları nedeni ile erkeklere oranla idrar yolu enfeksiyonlarına çok daha yatkındırlar. Mesane ile dış dünya arasındaki idrar yolu (üretra) adı verilen yapı kadınlarda daha kısa olduğundan mikroplar buradan kolayca ve kısa zamanda mesaneye ulaşabilirler.Hamileler hamile olmayanlara kadınlara göre idrar yolları enfeksiyonlarına yakalanma açısından daha büyük risk altındadırlar. Hamileliğin 6. Haftasında başlayan ve 22-24. haftaları arasında en belirgin olarak ortaya çıkan hormonal ve mekanik değişiklikler sonucunda, böbreklerde üretilen idrarı mesaneye taşıyan üreterlerde genişleme olur ve bu genişleme doğuma kadar devam eder. Salgılanan hormonlara bağlı olarak idrar yollarındaki düz kaslarda da gevşeme olur ve bunun sonucunda idrarın akım hızında azalma meydana gelir. Hormonal nedenler ile mesaneden üreterlere idrar geri akımı (reflü) meydana gelmektedir. Bu da enfeksiyon riskini artırır.
İdrar yoğunluğunda artma, bakteriler için uygun bir üreme zemini hazırlar. Kısa idrar yolu ve genital hijyenin sağlanmasındaki zorluklar da idrar yolu enfeksiyonlarını gebelikte artıran faktörlerdir.
Yakınma ve bulgular
İdrar yolu enfeksiyonları üç değişik şekilde görülebilir. Bunlar asemptomatik bakteriüri (idrarda belirti vermeyen bakteri varlığı), sistit (mesane enfeksiyonu) ve böbrek enfeksiyonudur. (pyelonefrit).
Asemptomatik bakteriüri
Anne adaylarının yaklaşık %10'unda idrar kültüründe asemptomatik bakteriüri vardır. Tanı için anne adaylarından tercihen gebeliğin ilk haftalarında ya da ilk kontrole geldikleri herhangi bir zamanda tam idrar testi ve kültürü istenir.
İdrar kültüründe bakterilerde anlamlı üremenin (>100.000 bakteri kolonisi) olması ve anne adayında hiçbir belirti olmaması durumunda asemptomatik bakteriüri tanısı konur.
Tedavi edilmediğinde asemptomatik bakteriürinin sistit ya da böbrek enfeksiyonu yol açma olasılığı %30-50 artmaktadır. Öte yandan bu durum düşük doğum ağırlıklı bebeklere ve erken doğuma neden olmaktadır. Bu nedenle Amerikan Jinekoloji ve Obstetrisyenler Birliği ilk gebelik kontrolünde ya da 12-16.haftalarda idrar kültürü yapılmasını ve bunun gebeliğin son 3 ayında tekrarlanmasını önermektedir.
Hamile kadınlarda asemptomatik bakteriüri saptandığında mutlaka tedavi edilmelidir. Bu amaçla en sık karşılaşılan mikroplara karşı antibiyotikler kullanılabileceği gibi ideal olan antibiyogram yapılarak antibiyotik kullandırmaktır.
Asemptomatik bakteriüri tedavisinde değişik protokoller olmakla birlikte genelde 7-10 günlük tedavi ile enfeksiyon ortadan kaldırılabilmektedir. Tedavi ile böbrek enfeksiyonu gelişmesi %80 engellenebilmektedir. Tedavi sonrasında yeniden kültür yapılarak tedavinin etkili olup olmadığı bir hafta sonra araştırılmalıdır. Tedavi %30 oranında başarısız olmaktadır.
Akut Sistit
Akut sistit, asemptomatik bakteriüriden idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, idrar tutamama gibi yakınmaları varlığı ile ayrılır. Sistitte hasta kendini çok hastaymış gibi hissetmez ve ateş görülmez. Çok nadiren idrarda kan görülebilir. Hamilelerin %1-3’ünde sistit ortaya çıkmaktadır.
Genel olarak sistit varlığında kültür sonucu beklenmeden ampirik olarak antibiyotik tedavisine başlanır. Tercih edilecek antibiyotik en sık görülen mikroorganizmalara yönelik olmalıdır. Kültür ve antibiogram sonucu çıktığında eğer başlanan antibiyotiğe direnç saptanır ise duyarlı olarak bulunan başka bir antibiyotiğe geçilir. Sistitin klasik tedavisi 7-10 gün sürmekle birlikte 3 günlük tedavi protokolleri de vardır ve hamile olmayanlarda benzer tedavi etkinliği sağlamaktadır.
Böbrek Enfeksiyonu
Böbrek enfeksiyonu çok ciddi sistemik hastalıktır ve annede kan enfeksiyonuna (sepsis), bebekte ise erken doğuma neden olabilir. Tanı genelde idrarda bakteri saptanması ile birlikte ateş, titreme, bulantı, kusma ve yan ağrısının olması ile konur. Ateş sıklıkla 39 derecenin üzerindedir. Alt idrar yolu enfeksiyonlarında bulunan idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma gibi yakınmalar görülmeyebilir. Böbrek enfeksiyonu hamilelerin %2’sinde görülen bir enfeksiyondur
Böbrek enfeksiyonunun erken dönemde agresif şekilde tedavi edilmesi komplikasyonların önlenmesi açısından kritik önem taşır. Genellikle hastanede yatarak tedavi şeklinde damardan antibiyotik uygulanarak tedavi edilir. Tedaviye kültür sonucu beklenmeden başlanır ve kültür sonucuna göre gerek duyulması halinde kullanılan antibiyotik değiştirilir. Zaman zaman farklı mikroorganizmalara yönelik iki antibiyotik aynı anda kullanılabilir. Tedavi sırasında hastanın yeterli hidrasyonunun yani sıvı alımının sağlanması önemlidir.
Tedaviye hastanın ateşi düşünceye ve genel durumu düzelinceye kadar devam edilir. Hastaların çoğu antibiyotik ve sıvı tedavisine 24-48 saat içinde yanıt verir. Tedavinin başarısız olmasında en önemli etken kullanılan antibiyotiğe karşı direnç olmasıdır bununla birlikte tedaviye dirençli olgularda altta yatan idrar yollarında taş, böbrek apsesi gibi başka bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır.
İdrar yolu enfeksiyonlarının hamilelik üzerindeki etkileri:
İdrar yolu enfeksiyonlarının gebelik ve bebek üzerindeki etkileri değişkendir. İdrar yolu enfeksiyonları erken doğum eylemi, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon, anemi, amniyon iltihabı ayrıca düşük doğum ağırlığı ve prematüriteye neden olmaktadır.Gebelikte idrar yolu enfeksiyonlarından korunmak için nelere dikkat edilmelidir?
- Günde en az 6-8 bardak sıvı tüketilmelidir. Sıvı alımı arttırılarak idrar seyretilmektedir. İdrar akışı arttırılarak mekanik olarak bakteri kolozasyonuna engel olunmaktadır.
- Alkol, kafein, asidik meyve suları (turunçgiller vb.), şekerli içecekler gibi mesaneyi irrite eden sıvılardan kaçınılmalıdır.
- Mümkün olduğunca sık tuvalete gidilmeli sıkışıncaya kadar beklenmemeli idrar tamamen boşaltılmaya çalışılmalıdır.
- Her gün iç çamaşırı değiştirilmeli ve mutlaka pamuklu iç çamaşırı tercih edilmelidir.
- Spermisid jeller, deodorant, pudra gibi irritanlardan uzak durulmalıdır.
- Sıcak bakteri üreyebilen havuzlara girilmemelidir.
- Cinsel ilişki öncesi ve sonrası tuvalet ihtiyacı giderilmelidir.
- Tuvalet sonrası genital bölge iyi temizlenmeli, yıkama işlemi önden arkaya doğru olmalı ve ıslak kalmamalıdır.