Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

Hadisleri inkâr eden kâfir olur mu?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Argun
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 6
  • Görüntüleme Görüntüleme 51

Argun

Administrator
Yönetici
Katılım
9 Ara 2024
Konular
24,018
Mesajlar
24,028
Tepkime puanı
27
Puanları
48
Konum
Türkiye
Web sitesi
argun.tc
Puan
425,123
Bakiye
190TL

Hadisleri inkâr eden kâfir olur mu?

Sual: Ondokuzcular gibi, (Yalnız Kur'an) diyenler de, hadisleri inkâr ediyorlar, hepsinin uydurma olduğunu söylüyorlar. Hadislerin tamamını inkâr etmek küfür olur mu?

CEVAP
Evet, hadis-i şeriflerin tamamını inkâr etmek küfür olur. Farzı inkâr gibi, mütevatir hadisleri de inkâr küfürdür. Bir hadis mütevatir olup, hakkında icma hâsıl olmuşsa, bütün Müslümanların kabul ettiğini kabul etmemek küfür olur. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
İcma’a uymak farzdır. İcma’ı inkâr ise küfürdür. (Redd-ül-muhtar)

Mütevatir hadis nedir?
Hadis-i mütevatir
: Birçok Sahâbînin, Resul-i ekremden “sallallahü aleyhi ve sellem” ve başka birçok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitaba yazılıncaya kadar, böyle hep, çok kimselerin haber verdiği hadis-i şeriflerdir ki, bunların, bir yalan üzerinde söz birliği yapmalarına imkân olmaz. Mütevatir olan hadis-i şeriflere muhakkak inanmak lazımdır. İnanmayan kâfir olur. (Hindiyye - Seadet-i Ebediyye)

Meşhur hadisler için de Seadet-i Ebediyye’de deniyor ki:

Hadis-i meşhur: İlk zamanda bir kişi bildirmişken, ikinci asırda şöhret bulan hadis-i şeriflerdir. Yani bir kimsenin Resul-i ekremden “sallallahü aleyhi ve sellem” o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan da, başka kimselerin işittiği hadis-i şerifler olup, son duyulan kimseye kadar, artık hep mütevatir olarak bildirilmiştir. Meşhur hadislere inanmayan da kâfir olur. (İbni Âbidin)

Mütevatir hadisleri inkâr niye küfürdür? Bir kimsenin, (Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali diye birileri yaşamamıştır) demesine imkân var mıdır? Çünkü bu zatların yaşadığı tevâtür hâlini almıştır. İnkârı mümkün değildir. Mütevatir hadisleri inkâr etmek de böyledir. Çünkü herkesçe bilinen bir husustur.

Bu hadisler nasıl Eshab-ı kiram arasında mütevatir olmuşsa, Kur’an-ı kerimin toplanması ve kitap hâline getirilmesi de tevâtür hâlini almıştır. Ondokuzcular gibi, (Kur’an’daki bazı âyetler fazladır) demek veya İbni Sebeciler gibi (Kur’anda bazı âyetler eksiktir) demek de bu tevâtürlüğü inkâr etmek olur. Kur’an-ı kerimi de, hadis-i şerifleri de bildiren Peygamber efendimizdir. Âyetleri de, hadis-i şerifleri de toplayan Eshab-ı kiramdır. Onun için mütevatir hadislere inanmamak, Kur’an âyetlerine inanmamak gibi küfür oluyor.

(Yalnız Kur’an)
sloganıyla çıkıp, hadislere uydurma diyenlerin esas maksadı, Kur’an âyetlerine gölge düşürmektir. Bu işte ileri gidenler, (Uydurma hadisleri toplayanlar, âyetleri toplayanlardır. Hadislere hile yapmaktan çekinmeyenler, âyetlere niye hile yapmasınlar?) diyorlar. Âyetlere ilave edildiğini söyleyen, (Yalnız Kur’an) diyen böyle bir haine, (Kur’an’da değişiklik yapılamaz, çünkü onu Allah koruyor. Bu konuda âyet var) dedim. Hain bana, (Uydurma hadisleri toplayan sahabenin, öyle bir âyet yazmayacağını nereden biliyorsun? Değiştirirler, sonra da, bunları Allah korur derler) dedi. Vahametin boyutunu buradan anlamalı. Hadislere gölge düşünce, âyetleri de kendi anladıkları gibi yorumlayıp, İslamiyet’i sulandırıp yıkmaya çalışıyorlar.

İmam-ı Süyûtî hazretleri, mütevatir hadisleri (el-Ezhâru'l-Mütenâsira fi'l-Ahbâri'l-Mütevâtira) isimli kitabında bildirmiştir. Piyasada da mütevatir hadisleri bildiren kitaplar vardır. Mütevatir olan bazı hadisleri bildirelim:
Peygamber efendimiz söylemediği hâlde, (Bu hadistir) diye hadis uyduranın Cehenneme gideceğini bildiren hadis, mütevatirdir.

Kur’an-ı kerimin, Allah'ın kelamı olduğunu bildiren hadisler mütevatirdir.

Ezan kelimelerinin neler olduğu, nerede ve nasıl okunacağını bildiren hadisler mütevatirdir. Hiç kimse inkâr edemez. İnkâr ederse, (Hazret-i Ali diye biri yaşamamıştır) demek gibi saçma olur. Ezanla ilgili hadisleri inkâr ettiği için de küfre girer. Sabah ezanında, (Essalatü hayrün minen-nevm) deniyor. Namazın uykudan hayırlı, daha iyi olduğu bildiriliyor. Hiç şüphe götürmeyen bu söze uymalı, namazı uykuya tercih etmelidir.

Ezan, Türkiye’de, dünyada okunduğu gibi okunur, ilave ve çıkarma yapılamaz. Ama İbni Sebe diye bir Yahudi dönmesi, bid’at çıkarıyor, ezana (Ali veliyyullah) ilavesini yapıyor. Bu husus, Peygamber efendimizin bildirdiği ezanı beğenmeyip eksikliğini tamamlamak olur ki, çok çirkin bir bid’attir. Peygamber efendimiz, Hazret-i Ali’nin veli olduğunu bilmiyor muydu? İbni Sebe, böyle bir bid’at çıkarsa da, ona uyup, (Resulullah'ın eksikliğini tamamlıyoruz) demek, ne kadar çirkin bir iştir. Ezanın öyle okunmasını, Allahü teâlâ istemiştir. Hâşâ O da mı eksik bildirdi? Allahü teâlâ, Hazret-i Ali’nin veli olduğunu bilmiyor muydu? Allahü teâlânın bildirdiği ve Resulullah'ın yıllarca uyguladığı meşhur ezana ilave yapmak ne kadar çirkin bir iştir.

Hazret-i Ali’nin halifelik döneminde bile böyle bir ilavenin olmadığını İbni Sebeciler de itiraf ediyor. Kasten bid’at işliyorlar. Sünnî olduğunu söyleyen biri çıkıp, (Buhârî ve Müslim’deki “Geçmiş ümmetler içinde keramet ehli evliya zatlar var idi. Ümmetimden de Ömer onlardandır” mütevatir hadisine istinaden ezana Ömer veliyyullah ilave edelim) dese, bid’at olur, büyük günah işlemiş olur. Hiçbir Sünnî bunu kabul edemez. Hazret-i Ali ve Hazret-i Ömer’in evliya olduklarını ezanla bildirmek çok çirkin bid’at olur. Niçin Sünnî olduğunu söyleyen biri dedik? Çünkü gerçek Sünnî öyle bid’at işlemez. Biri çıksa bile, onu hemen reddeder.

Namazın beş vakit olduğunu ve rekât sayısını bildiren hadisler mütevatirdir. Cebrail aleyhisselamın gelip iki gün beş vakit namazı kıldırdığı vakitleri bildiren hadis de mütevatirdir.

Peygamber efendimiz, ömrünün sonuna kadar beş vakit namaz kılmıştır. Bunu Müslüman ve kâfir herkes biliyor. (Yalnız Kur'an) diyen birinin, (Peygamber beş vakit namaz kılmamıştır) demesi yalan olur. (Yalnız Kur'an) diyenlerin (Namazlar üç vakittir, altı vakittir) demeleri, mütevatir hadisleri inkâr olacağı için küfür olur. Çünkü bütün Eshab-ı kiramı, Müslümanları ve âlimleri, hattâ Peygamber efendimizi de yalanlamış oluyorlar.

Kıblenin Kâbe olmasını bildiren hadis de mütevatirdir. İnkârı küfür olur. (Kıble Kâbe değil, başka yerdir) demek, (Dünyada Mekke diye bir şehir, Kâbe diye bir bina yoktur) demek gibi yanlış olur. İcma ile bildirilen bir hadisi inkâr etmiş olurlar. (Yalnız Kur'an) diyenler ve Ondokuzcular, tek hadise bile inanmıyorlar. Peygamber efendimizi ömründe hiç konuşmamış kabul ediyorlar. Resulullah'ın sözlerini bildiren hepsi cennetlik olan Eshab-ı kiramı yalancı olarak ilan ediyorlar.

Zekât miktarının kırkta bir olduğunu bildiren hadis de, mütevatirdir. (Yalnız Kur'an) diyen mezhepsizlerin, (Kur’an’da zekât miktarı belirtilmemiştir. Kırkta bir vermek gerekmez) demeleri mütevatir hadisleri inkâr olur.

Farklı ictihadın rahmet olduğu bildirilmiştir. İctihadında isabet eden müctehide iki, yanılana bir sevab verileceğini bildiren ve müctehidlere ictihad etmeyi emreden hadis de mütevatirdir.

Bu ümmetin âlimlerinin sapıklık üzerinde birleşmeyeceğini bildiren hadis, mütevatir olduğu gibi, Kıyamete kadar hak bir topluluk bulunacağını, hak yolda mücadele edeceğini bildiren hadisler de mütevatirdir.

Devlet başkanına itaati emreden ve onlara karşı isyanı yasak eden hadisler de mütevatirdir.

Allah'a şirk koşmadan yani imanlı ölenin ve Allah’tan başka ilah olmadığını ihlâsla söyleyenin Cennete gireceğini bildiren hadisler de mütevatirdir.

Peygamber efendimizin, dua ederken ellerini kaldırdığını bildiren hadisler de mütevatirdir. İbni Sebecilerin ve Vehhâbîlerin ellerini kaldırmadan Hristiyanlar gibi dua etmeleri bu mütevatir hadislere aykırıdır.
 
En'am Suresi 38. âyette "Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" dediğinden dolayı, hadislerin doğruluğu ayetlere dayanmıyorsa ve tüm mezhepler ittifak etmiyor da, aynı hususta farklı beyanlarda bulunuyorsa bu İslâma zarar vermez mi?
 
En'am Suresi 38. âyette "Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" dediğinden dolayı, hadislerin doğruluğu ayetlere dayanmıyorsa ve tüm mezhepler ittifak etmiyor da, aynı hususta farklı beyanlarda bulunuyorsa bu İslâma zarar vermez mi?
Her şey kuranda yazmıyor kuranı kerimde yazmayanları, nasıl yapılması gerektiğini peygamberimizden öğreniyoruz. Misal abdestin nasıl alınacağı kuranda yazmaz bu konuda da peygamberimizin hadislerine bakarız. Tabi bu kaynakların sahih kaynaklar olması önemli Kütüb-ü Sitte gibi.
Mezhep ayrılıkları ise başka bir konu ama mezheplerin de ayrıştığı yerler olabilir. Misal kanın abdesti Şafilerde bozmayıp hanefilerde bozduğu gibi.
 
Tam da demek istediğim noktadayız. Kur'an-ı Kerim'de "Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" diyor. Ya bu ayet hatalı diyeceğiz, ya da biz okumayı bilmiyoruz demeliyiz.
Abdest bahsine de örnek verecek olursak, nasıl abdest alınacağı Mâide 6'da anlatılıyor. Saygı ve selam ile
 

Mâide Sûresi 6

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا قُمْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَاَيْدِيَكُمْ اِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِۜ وَاِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُواۜ وَاِنْ كُنْتُمْ مَرْضٰٓى اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَٓاءَ اَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَٓائِطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَٓاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَٓاءً فَتَيَمَّمُوا صَع۪يدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَاَيْد۪يكُمْ مِنْهُۜ مَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ حَرَجٍ وَلٰكِنْ يُر۪يدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.
 
Tam da demek istediğim noktadayız. Kur'an-ı Kerim'de "Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" diyor. Ya bu ayet hatalı diyeceğiz, ya da biz okumayı bilmiyoruz demeliyiz.
Abdest bahsine de örnek verecek olursak, nasıl abdest alınacağı Mâide 6'da anlatılıyor. Saygı ve selam ile
Mâide Suresinde kaç kez yüzümüzü yıkayacağımız yazmaz. Onu nasıl yapacağımızı peygamberimiz gösteriyor Ayetle Hadisin farkı burda işte
 
Farklı fikirlerin zenginlik olduğunu her alanda savunan biriyim o yüzden bu son cevabımdır. 3 kez yıkanması gerekse öyle yazardı. Şimdi meşhur kaynaklar buna diyecek ki "1 kez yıkamak farz, sünnete uymanız için 3 kez yıkayacaksınız"
Umarım zât-ı âliniz beni yanlış anlamazsınız. Allah kitabı eksik göndermedi derken demek istediğim budur. Ümmeti Muhammed'e öyle çok masal anlattılar ki; Değiştiremeyeceklerini bildikleri için Kur'an-ı Kerim'i istedikleri gibi yorumladılar. Niyetleri bellidir. İkna edemiyorsan kafasını karıştır.

Yoksa Allah dünyayı 6 evrede yarattı diyen Kuran, elbette yüzünüzü abdest alırken 3 kere yıkayın demekten âciz değildir.

Saygı ve hürmetle
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Thread visitors

Günün trendleri

Haftanın enleri

Geri