Gulsumnur
Moderator
Siroz gelişimi ile karaciğerde geri dönüşümsüz değişiklikler olmuş demektir. Sirozun klasik anlamda tedavisi yoktur. Ancak siroz, uzun yıllar sürebilen bir süreçtir ve bunlara karşı mücadele edilebilir. Karında sıvı toplanması, karaciğerin bazı maddeleri işleyememesi sonucu bunların kanda birikerek beyin fonksiyonlarını etkilemesi gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlara karşı bazı ilaçlar ve özel diyetler ile mücadele edilebilir.
Sirozların en korkulan ve ölümcül olabilecek komplikasyonu (istenmeyen yan etkisi) ciddi sindirim sistemi kanamalarıdır. Bunlara özofagus (yemek borusu) varis kanamaları denilmektedir. Siroz ile birlikte, karaciğerden geçmesi gereken kan eskisi kadar rahat geçemez. Geride göllenme olur ve bu damarlarda basınç artar. Karaciğerden geçemeyen kan kendine başka yollar arar. Bunlardan biri de yemek borusu iç yüzünde bulunan damarlardır. Bu damarlarda basınç yükselince bunlar genişler ve varisleri oluşturur. Bunlar zamanla patlayarak ölümcül kanamalara yol açabilirler. Bu tarz kanamalara endoskopik olarak müdahale edilebilir. Bu yöntemlerin de başarısız olduğu vakalarda cerrahi veya girişimsel radyolojik müdahale yapılabilir. Yüksek basınçlı damarlar ile alçak basınçlı damarlar arasında cerrahi özel teknikler ile yeni yollar (şant) açılarak bu kanamalar kalıcı olarak önlenebilir.
Sirozun son evresinde ise karaciğer yetersizliği bulguları gelişir. Bu safhada hastalığın tek tedavi yöntemi karaciğer naklidir. Bu durumda hasta karaciğer ya kadavradan (beyin ölümü gelişmiş kişi) alınan karaciğer ile ya da uygun vakalarda hastanın bir yakınından alınabilecek yeterli bir karaciğer parçası ile değiştirilir. Böylelikle vakaların yaklaşık %70-80’i sağlıklı normal yaşamlarına dönebilirler.
Sirozların en korkulan ve ölümcül olabilecek komplikasyonu (istenmeyen yan etkisi) ciddi sindirim sistemi kanamalarıdır. Bunlara özofagus (yemek borusu) varis kanamaları denilmektedir. Siroz ile birlikte, karaciğerden geçmesi gereken kan eskisi kadar rahat geçemez. Geride göllenme olur ve bu damarlarda basınç artar. Karaciğerden geçemeyen kan kendine başka yollar arar. Bunlardan biri de yemek borusu iç yüzünde bulunan damarlardır. Bu damarlarda basınç yükselince bunlar genişler ve varisleri oluşturur. Bunlar zamanla patlayarak ölümcül kanamalara yol açabilirler. Bu tarz kanamalara endoskopik olarak müdahale edilebilir. Bu yöntemlerin de başarısız olduğu vakalarda cerrahi veya girişimsel radyolojik müdahale yapılabilir. Yüksek basınçlı damarlar ile alçak basınçlı damarlar arasında cerrahi özel teknikler ile yeni yollar (şant) açılarak bu kanamalar kalıcı olarak önlenebilir.
Sirozun son evresinde ise karaciğer yetersizliği bulguları gelişir. Bu safhada hastalığın tek tedavi yöntemi karaciğer naklidir. Bu durumda hasta karaciğer ya kadavradan (beyin ölümü gelişmiş kişi) alınan karaciğer ile ya da uygun vakalarda hastanın bir yakınından alınabilecek yeterli bir karaciğer parçası ile değiştirilir. Böylelikle vakaların yaklaşık %70-80’i sağlıklı normal yaşamlarına dönebilirler.