Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

Nimetleri elden kaçırmamanın yolu

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Argun
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 0
  • Görüntüleme Görüntüleme 10

Argun

Administrator
Yönetici
Katılım
9 Ara 2024
Konular
24,018
Mesajlar
24,028
Tepkime puanı
27
Puanları
48
Konum
Türkiye
Web sitesi
argun.tc
Puan
425,278
Bakiye
190TL

Nimetleri elden kaçırmamanın yolu

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dinimizi doğru olarak yaymak için yapılan hizmetlere fiilen iştirak etmek, yani Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını, doğru iman ve ibadet bilgilerini yaymak, büyük saadettir. Bu nimet, ancak seçilmiş kimselere nasip olur. Fakat ihmal ve gaflet neticesinde yapılan bir yanlışla bu hizmetlerin zarar görmesine sebep olmak, büyük felakettir. Zira ihmal ve gafletle zarar veren, sanki hainlikle zarar vermiş gibidir. Çünkü netice aynıdır. Onun için, böyle hizmet edenin, çok temkinli ve dikkatli olması, gaflete düşmekten, fitneye sebep olmaktan çok sakınması lazımdır.

Kur'an-ı kerimde mealen, (Eğer siz kendinizi değiştirmezseniz, Allah, size verdiği nimeti değiştirmez) buyuruluyor. O hâlde, verilen nimetin değişmesi, insanların değişmesi yüzündendir. Mesela bir kimsenin ihlâsı azalınca, Allahü teâlâ ilk başta verdiği başarıyı ondan alır. Çünkü o kimse, artık başka biri olmuştur. O bakımdan, dinimize hizmetle şereflenen bir kimsenin, kendini değiştirmemeye çok dikkat etmesi lazımdır. Değişmemenin yolu da, büyüklere itaattir. Söylenen sözlere, akla danışmadan tâbi olmaktır. Kendi kafasına göre iş yapmamaktır. Tâbi olmak gibi hiçbir üstünlük yoktur.

Kendini haklı, akıllı bilen, üstün gören, yani nefsini yücelten, daima sıkıntı çeker. Allahü teâlâ, nefse düşmandır. Çünkü nefs, Allah’a düşmandır. Nefs, yaşamamız için gereklidir. Ama bize âmir olması, bize günah işletmesi değil, bizim emrimizde olması, bize tâbi olması lazımdır. İslâmiyet, nefse tâbi olmamamız için, nefsi bize tanıtmak, onun zararından kurtuluş yollarını öğretmek için gönderilmiştir. İnsan, nefsin ne olduğunu, ancak dinini bilmekle öğrenebilir.

Kadsiye savaşında, Müslüman ordusu yedi bin kişiyken, Mecusi İran ordusu, altmış bin kişiydi. İran ordusunda, o zamanın tankları olan filler de vardı. Eshâb-ı kiram, o tarihe kadar, hiçbir savaşta fil görmemişti. İran’da nehirler ve muhkem kaleler de vardı.

Hazret-i Ömer, başarının formülünü, ordunun komutanı Sa’d bin Ebi Vakkas hazretlerine birkaç cümleyle izah etti:
(Yâ Sa’d, düşmandan korkma, Allah’tan kork! Günah işleme! Eğer askerlerin arasında günah işleyen varsa, onu ayır! Çünkü Allah, günah işleyen kavmi muvaffak etmez. Eğer günah işlerseniz, o İran ordusundan ne farkınız kalır?)

Demek ki, dine hizmette başarının yolu nefsimize uymayıp günahlardan sakınmaktır.
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Geri