Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

  • Soru Soru
Ameliyattan sonra fistül ya da darlık gelişirse nasıl bir tedavi uygulanır?

Hastanın sondası çekildikten sonra hem pipisinin ucundan hem de ameliyat dikişlerinin arasında ayrı bir yerden idrar geliyorsa fistül gelişmiş olabilir. Bu durumda hasta hemen doktoruna kontrole gitmelidir. Bazı hastalarda fistül görülür görülmez hastaya tekrar sonda takılması ve 2 hafta kadar yerinde tutulması ile fistülün ameliyata gerek kalmadan kapandığı görülür. Eğer sonda ile kapanmayan fistül olursa o zaman en az 6 ay beklenir. Tekrar fistül kapatma ameliyatı yapılır. 3. Hafta ve 2. Ay darlık kontrolünde eğer darlık gelişmişse, uç darlığı basit dilatasyon ile genişletilir.

  • Soru Soru
Hipospadias ameliyatı geciktirilirse bir zararı olur mu?

Hipospadias ameliyatı geciktirilirse yaş büyüdükçe; yara iyileşmesi ve hastanın normal aktif yaşantısına dönme süresi gecikir, enfeksiyon riski artar, hastanın yaşayacağı travma ve psikolojik etkilenme daha fazla olur. Ameliyat sırasında hastalara sonda takılmakta ve genelde 1 hafta yerinde tutulmaktadır ve çok önemlidir. Büyük çocuklar bazen sondayı çekebilmekte ve ameliyata zarar verebilmektedirler. Bu nedenlerden dolayı mutlaka 1 yaşından önce yapılması önerilir.

  • Soru Soru
Peygamber sünneti sünnet olur mu?

Ameliyat sırasında sünnet derisi kullanıldığından dolayı bu hastalar ameliyattan önce kesinlikle sünnet edilmemelidir. Ameliyat sonrası nüks (fistül) riskini azaltmada sünnet derisinden hazırlanan flep çok önemlidir. Öncesinde sünnet edilen hastalar bu şansını kaybeder ve nüks ve tekrar ameliyat gereksinimi riski daha fazla olur. Hipospadias hastalarının %5’inde sünnet derisi alt tarafta da gelişmiştir.

Sünnet derisi geriye gerdirilip açılmadıkça idrar deliğinin yerinde olmadığı anlaşılmayabilir. Bu durumdaki hastalar sıklıkla sünnet sırasında ve sünnet derisi geriye soyulduğunda hipospadis olduğu fark edilir. Bu şekilde hipospadis olduğu anlaşılan hastalar, bir çocuk cerrahı görmeden kesinlikle sünnet edilmemeli ve aile durum hakkında bilgilendirilerek sünnet iptal edilmelidir.

Ancak maalesef ülkemizde çocukların çoğu bu durumlardan habersiz sünnetçiler tarafından sünnet edildiği için derisi tam gelişmiş hipospadias hastaları çoğunlukla sünnet olduktan sonra çocuk cerrahlarına gelmektedir.

  • Soru Soru
Peygamber sünnetinin ne gibi zararları var?

Hipospadias hastaları idrar deliğinin aşağıda olması nedeniyle aşağı, ayaklarına doğru idrarını yapar. Glans dediğimiz penisin baş kısmı yarık olduğu ve koni şeklinde olmadığından dolayı hem kötü görünür. Ayrıca bu durum ileride cinsel hayatını etkileyebilir. Evlendikten sonra ise ilişki sırasında spermlerin de idrar gibi aşağı doğru gitmesi ve ileri doğru gitmemesi nedeniyle hipospadias hastalarının çocuğu olma ihtimali azalır.

  • Soru Soru
Hipospadiasa başka hastalıklar eşlik eder mi? Hipospadiası olan bir çocukta başka bir hastalık araştırılmalı mı?

Hipospadiasını olan çocuklarda, mevcut hastalığa ek olarak; kasık fıtığı, inmemiş testis, mesane reflüsü, böbreklerde şişme, bir böbreğin doğuştan olmaması ve cinsiyet gelişim anomalileri gibi bazı hastalıklar eşlik edebilmektedir. Hipospadiasın tipi ne kadar ağırsa, ek anomali riski o kadar artmaktadır. Ağır tip hipospadiası olan çocuklarda beraberinde tek taraflı inmemiş testis varsa böbrek anomalileri, iki taraflı inmemiş testis varsa cinsiyet gelişim anomalileri mutlaka araştırılmalıdır.

  • Soru Soru
Hipospadias hastalığının farklı tipleri var mıdır?

Hipospadias hastalığı eski çağlardan beri bilinen bir hastalıktır. Birçok farklı tipi ve sınıflaması vardır. Ancak pratikte çoğunlukla tek seans ameliyat ile tedavi edilebilen ve idrar deliği penis ucuna yakın olan tiplerine ‘’Hafif tip hipospadias’’ denilirken, idrar deliğinin penis ile torba birleşim noktası veya daha aşağısında olduğu ve çoğunlukla iki seans ameliyat ile tedavi edilebilen tiplerine ise ‘’Ağır tip hipospadias’’ denilmektedir.

  • Soru Soru
Hipospadias hastalığı ailesel geçişli bir hastalık mıdır?

Hipospadias ailevi yatkınlığı yüksek olan bir hastalıktır. Hastaların en az %10 aileseldir. Dolayısı ile akraba evliliklerinin çok olduğu toplumlarda sıklığı daha da artar. Ailede bir çocukta hipospadias varsa, diğer çocuklarda olma ihtimali artar. Babasında hipospadias olan bir çocukta hipospadias ortaya çıkma riski toplum ortalamasının çok üzerindedir.

  • Soru Soru
Hipospadias ameliyatı sonrası süreç nasıl işler?

Hipospadias ameliyatından sonra genellikle hastanın pipisi pansumanla sarılıdır ve idrar sonrası vardır. Genellikle bir gece hastanede takip edilir. Ameliyat öncesinde ve sonrasında antibiyotik yapılır ve ameliyattan sonra ağrı kontrolü sağlanır ve sonda bakımı aileye gösterilir. Ameliyattan ertesi sabah hasta taburcu edilir.

Evde kullanmak üzere antibiyotik ve ağrı kesici şurup ve pansuman için krem yazılır. 2 gün sonra poliklinikte pansumanı açılır ve 7. gün sondası çekilir. Genellikle ameliyatın 3. Haftasında ve 2. ayında darlık kontrolü yapılır.

  • Soru Soru
Hipospadias ameliyatı şart mı? Ameliyat olmazsa olur mu?

Fiziksel, sosyal ve ruhsal açıdan tam bir sağlık için hipospadias ameliyatı şarttır. Hipospadias ameliyatı olmazsa hastanın yaşama ihtimali olan sıkıntılar şunlardır: idrarını aşağı ve ayağına doğru yapar ve üzerini ıslatabilir.

İnsanların ortalama günde 5-6 sefer her idrar çıktığı düşünülürse bu durum ömür boyu idare edilebilecek bir durum değildir. Ön tarafta sünnet derisi olmadığından ve penis baş kısmı koni şeklinde olmadığından görüntüsü normal değildir.

Okul çağından itibaren bu durum çocuğu etkileyebilir. Hipospadiaslı hastaların bir kısmında peniste eğrilik te vardır ve bunun da düzeltilmesi gerekir. Evlendikten sonra da ağır tiplerde daha fazla olmak üzere kısırlık riski taşır. Tüm bu nedenlerde dolayı hipospadiası olan hastaların mutlak ameliyat olması gerekmektedir.

  • Soru Soru
Hipospadias ameliyatı riskli midir?

Hipospadias ameliyatının diğer ameliyatlar gibi genel ve sadece hipospadiasa özel bazı riskleri vardır. Genel riskleri: Anestezi ile ilgili riskler, yara yeri enfeksiyonu, kanama, ağrı ve şişliktir. Hipospadias ameliyatına özgü riskler içinde en sık görünen ve en önemli riskler ise: üretral fistül ve darlıktır. Hipospadias ne kadar ağır tipte ise riskleri o kadar fazladır. Hafif tiplerde ameliyat genelde sorunsuz geçer.

  • Soru Soru
Hipospadias hastalığı nasıl tanı alır?

Hiposadias hastalığı kolay kolay gözden kaçacak bir hastalık değildir. Genellikle doğum sonrası ilk muayeneleri sırasında çocuk doktorları hastalığı fark eder veya anneler bebeğin altını değiştirirken penis alt tarafında sünnet derisinin olmaması, idrar deliğin penisin alt tarafında olması ve peniste öne doğru eğrilik olması ile hastalığı fark etmektedir. Çocuk cerrahisi muayenesi ile de hipospadias tanısı kesinleştirilir.

  • Soru Soru
Hipospadias nedir?

Hipospadias hastalığı doğuştan gelen ve penis ucunda olması gereken idrar deliğinin penisin alt tarafında olması ile karakterize bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Gerçek idrar deliğinin uca yakın olduğu hastalarda çift delik görünümü şeklinde de görülebilmektedir. Bu hastaların çoğunda aynı zamanda peniste öne doğru eğrilik vardır ve sünnet derisi arka tarafta gelişip, alt tarafta gelişmediğinden sıklıkla yarım sünnet veya peygamber sünneti olarak da adlandırılmaktadır.

  • Soru Soru
Hipofiz tümörlerinde tedavi seçenekleri nelerdir?

Mikroadenomlarda genellikle salgılanan hormonun türüne göre başlangıçta endokrin kontrolünde ilaç tedavisi uygulanarak hastalar sık aralıklarla Manyetik Rezonans (MR)ve hormonal testler ile kontrol edilirler. Bazı adenomlarda ilaç tedavisi uygulanamaz. Bu hastalarda hormonların kötü etkilerinden kaçınmak için ilaç dışı tedavi seçenekleri uygulanmalıdır.

Tedavi seçenekleri olarak genellikle 2 cm’ye kadar büyümüş olan hipofiz tümörlerinde ilk tercih olarak odaklanmış ışın tedavisidir. 2 cm’nin üzerindeki adenomlarda ise cerrahi tedavi uygulanır. Odaklanmış ışın tedavisinde amaç adenomu çıkartmak değil, büyümesini durdurmak ve hormonal dengeyi sağlamaktır. Hastaların işlem sonrasında kontrollerinin sık sık yapılması ve hormon testlerinin gözlenmesi gerekir.

Cerrahi tedavi seçenekleri arasında endoskopik cerrahi ve mikro cerrahi tedavi vardır. Hem endoskopik yöntemde hem de mikro cerrahi yöntemle burun yolu ile girilerek hipofiz tümörü (adenom) çıkartılır. Bazen şah damarının kafa içerisindeki kısmı ve görme sinirlerine olan yakın komşuluk veya adenomu çok sert olması durumlarında adenomun bir kısmı çıkartılamayabilir. Bu durumda ek tedavi seçeneği olarak yine odaklanmış ışın tedavisi uygulanır. Endoskopik yöntem son yıllarda burun yolu ile yapılan mikro cerrahi yönteme göre popülarite kazanmıştır. Artık pek çok cerrah bu ameliyatı endoskopik yöntemle yapmayı tercih etmektedir. Cerrahların bu konudaki tecrübesi arttıkça artık daha zor ve büyük tümörlerde bile endoskopik yöntem kullanılabilmektedir.

Bazen hipofiz adenomunun önemli beyin bölgeleri ile komşulukları ve tümörün oldukça büyük olması nedeni ile burun yolu ile yapılan girişimler uygulanamaz. Bu durumda kafatası küçük bir şekilde açılarak yine mikro cerrahi teknikler ile açık beyin ameliyatı uygulanır. Bazen de tümörün boyutlarına ve yerleşimine göre bu işlemler sıra ile hem burun yolu ile hem de açık beyin ameliyatı şeklinde uygulanabilir.

Hangi yöntem olursa olsun amaç, hastayı sağlığına kavuşturacak, en az zarar ile en fazla faydayı sağlayacak yöntemi seçmektir. Bu tedaviler sonucunda hastanın hormonal dengesinin tekrar sağlanması, adenomun çıkartılarak çevre dokulara yaptığı bası etkisinin azaltılması amaçlanır. Bu sayede hastalar kaliteli bir yaşama kavuşmuş olurlar.

  • Soru Soru
Hipofiz tümörlerinin salgıladığı hormonlar vücutta başka bir kansere neden olur mu?

Hipofiz bezinin tümörleri iyi huylu olabildiği gibi kötü huylu yani kanser de olabilir. Ancak aşırı hormon salgılanmasına neden olan hipofiz tümörleri salgıladıkları hormonlar nedeniyle kansere neden olmamaktadır. Mesela hipofiz tümöründen dolayı aşırı salgılanan tiroid hormonları hastada tiroid kanserine yol açmamaktadır ancak aşırı salgılanan hormonların etkisi vücutta yaşam kalitesini bozacak derecede sorun ortaya çıkartmaktadır.

  • Soru Soru
Hipofiz adenomu nedir?

Hipofiz bezi adenomları iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörlerin başka yere yayılmazlar, kanser değillerdir. İki türlü etkileri vardır. Birincisi oluşan adenom eğer hormon bu hormonlardan birisini veya daha fazlasını salgılıyorsa hormon dengesizliğine bağlı belirtiler oluşur. Örneğin prolaktin (süt hormonu) fazla salgılanıyorsa, kadınlarda göğüslerden süt gelmesi, erkeklerde ise göğüslerde büyüme görülür.

Adenomlarda en sık etkilenen hormon prolaktindir. GH (büyüme hormonu) fazla salgılanıyorsa kişinin el ve ayaklarında, burnunda ve kalp gibi iç organlarında büyüme görülür (Akromegali).

Hipofiz adenomunun ikinci etkisi ise büyüyen adenomun etrafındaki dokuları sıkıştırması ile ilgilidir. Hipofiz bezine en yakın göz sinirleri (optik sinir) olduğu için en sık görme ile ilgili şikayetler görülür. Bu şikayetler çoğunlukla her iki gözde de yarım görme kaybı şeklindedir.

  • Soru Soru
Hipofiz Bezi Tümörü Belirtileri Nelerdir?

Tümör büyüdükçe bulunduğu bölgenin etrafındaki önemli damar ve sinirlere baskı yapabilir.

Belirli bir büyüklüğe ulaşan hipofiz bezi belirtileri şunları içerir:
  • Baş ağrısı
  • Yüz uyuşması veya ağrı
  • Baş dönmesi
  • Bilinç kaybı (bayılma)
  • Gözlerin aynı anda aynı yönde hareket edememesi
  • Bulanık veya çift görme gibi görüşte bozulma
  • Ani körlük
  • Görme keskinliğinde kısmen azalma
  • Şah damarının kafatası içerisine girdiği kısımlarda baskılar ortaya çıkabilir.
  • Hipofiz tümör daha da büyüdüğü durumlarda beynin içerisindeki su dolaşım yollarını tıkanmasına bağlı olarak beyin içerisinde su birikmesine yani hidrosefaliye neden olabilir.
Hipofiz bezi tümöründe hormonlar dengesiz salgılanırsa şu belirtiler görülür:
  • Mide bulantısı
  • Açıklanamayan kilo kaybı veya kilo alımı
  • Vücut kıllarının dökülmesi
  • Üşümek
  • Yorgun veya zayıf hissetmek
  • Kadınlarda adet değişiklikleri veya adet görememek
  • Erkeklerde erektil disfonksiyon (ereksiyon sorunu)
  • Erkeklerde meme dokusunun büyümesi
  • Hamile kalamamak
  • Cinsel ilginin azalması hipofiz tümörü belirtileri arasındadır.
  • Büyük tümörler yani Makroadenomlar bazen hipofiz bezinin arka kısmına baskı yapabilir ve bu da vazopressin hormonunun ( anti-diüretik hormon veya ADH) eksikliğine neden olabilir. Bu durum şekersiz diyabete yol açabilir. Bu durumda idrarda çok fazla su kaybedilir. Bu nedenle kişi sık idrara çıkar ve vücut su kaybına ayak uydurmaya çalıştığı için çok susar.

Küçük hipofiz tümörlerinin (Mikroadenom) belirtileri;

1 cm’den daha küçük hipofiz tümörleri mikroadenom olarak isimlendirilir. Hipofiz bezinde oluşan tümör hormonların fazla salgılanmasına neden olabilmektedir. Fazla salgılanan hormona göre vücutta farklı belirtiler ortaya çıkabilmektedir.

Adrenokortikotropik hormon salgılayan hipofiz tümörü belirtileri;

Adrenokortikotropik hormon hipofiz bezinin ön lobunda üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. Böbrek üstü bezini uyarır ve buradan steroid yapılı hormonların salgılanmasını sağlar. Bu hormonun vücutta çok fazla olması “Cushing sendromu”na neden olabilir.

Adrenokortikotropik hormon salgılayan hipofiz tümörü belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
  • Genellikle yüz ve karın bölgesinde kilo alımı
  • Yüksek tansiyon
  • Yüksen kan şekeri
  • Osteoporoza ve hatta kırıklara yol açabilen kemiklerin zayıflaması
  • Duygusal değişimler
  • Ciltte çatlaklar ve kolay morarmalar
  • Yüzde ve göğüs bölgesinde tüylenme
  • Yüzde şişme ve kızarıklık
  • Akne oluşumu
  • Boynun arkasındaki ekstra yağ
  • Cinsel isteksizlik
  • Kadınlarda adet dönemlerindeki değişiklikler
Yetişkinlerde görülen bu belirtilerin büyük bir çoğunluğu çocuklarda da görülebilmektedir. Çocuklarda Adrenokortikotropik hormon salgılayan hipofiz tümörü belirtilerine büyümenin yavaşlaması ve okul performansında düşüş eklenebilir.

Prolaktin salgılayan hipofiz tümörü belirtileri;

Prolaktin salgılayan hipofiz tümörleri prolaktinomalar veya laktotrof adenomlar olarak da isimlendirilir. Prolaktin salgılayan hipofiz tümörleri daha çok kadınlarda ve ileri yaş erkeklerde görülmektedir. Aşırı prolaktin üretimi kadınlarda östrojen erkeklerde ise testosteron eksikliğine yol açabilir. Kandaki aşırı prolaktin kadınlarda ve erkeklerde farklı belirtilerle ortaya çıkabilir.

Kadınlarda prolaktin salgılayan hipofiz tümörü belirtileri;
  • Düzensiz adet dönemleri veya adet görememek
  • Göğüslerden süt benzeri akıntı gelmesi
Erkeklerde prolaktin salgılayan hipofiz tümörü belirtileri;

Erkeklerde prolaktin üreten hipofiz tümörü hipogonadizmine neden olabilir. Belirtileri şunlardır:
  • Ereksiyon sorunları
  • Düşük sperm sayısı
  • Cinsel dürtü kaybı
  • Meme büyümesi
Prolaktin salgılayan hipofiz tümörleri hem erkeklerde hem kadınlarda;
  • Cinselliği karşı ilgisizlik
  • Kısırlık
  • Osteoporoz kaynaklı kemiklerde zayıflama gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.
Prolaktin salgılayan hipofiz tümörü fark edilmeyerek büyümeye devam edersen yakınındaki sinir ve dokulara baskı yaparak baş ağrısına ve görme sorunlarına neden olabilir. Ergenlik öncesi ve menopoz sonrası adet görmeyen kadınlarda prolaktin hormonu salgılanmasına neden olan hipofiz tümörleri geç teşhis edilebilir.

Tirotropin (TSH) salgılayan hipofiz tümörü belirtileri
Tirotropin adenomları olarak da isimlendirilen Tirotropin salgılayan hipofiz tümörleri nadir görülmektedir. Çok fazla tiroid hormonu (TSH) üretilmesine neden olur. Tiroid bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak hipertiroidizm (aşırı aktif tiroid) belirtileri görülebilir.

Tirotropin (TSH) salgılayan hipofiz tümörü belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
  • Kilo kaybı
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı
  • Sinirlilik
  • Sık bağırsak hareketleri
  • Aşırı terleme
  • Yüksek tansiyon
  • Aşırı terleme
  • Kilo kaybı
  • Uyku sorunları
  • Boynun ön kısmında tiroidin büyümesine bağlı yumru oluşması

Büyüme hormonu salgılayan hipofiz tümörü belirtileri

Büyüme hormonunun aşarı salgılanmasına neden olan hipofiz tümörlerinin belirtileri hastanın yaşına göre farklılık gösterebilir.

Çocuklarda büyüme hormonu salgılayan hipofiz tümörü belirtileri

Çocuklarda büyüme hormonunun aşırı salgılanması halk arasında dev hastalığı olarak bilinen gigantizm hastalığına neden olabilir. Çocukların kemik plakları kapanmadan beklenen çok fazla bir büyüme yaşanmaktadır.

Yetişkinlerde büyüme hormonu salgılayan hipofiz tümörü belirtileri

Yetişkinlerde büyüme hormonunun çok fazla salgılanması çocuklardan daha farklı belirtiler verebilir.
  • Yetişkinlerde kemiklerdeki büyüme plaklarının kapanması nedeni ile sadece el ve ayakların genişlemesi, çene ve burnun büyümesi görülebilir.
  • Ses kalınlaşması
  • Gece uyurken horlama
  • Aşırı terleme
  • Kaslarda hissedilebilir halsizlik
  • Yüksek kan şekeri
  • Kalp sorunları
  • Eklem ağrısı
  • Yanlış hizalanmış dişler
  • Artan vücut kılları
  • Karpal tünel sendromu
  • Baş ağrısı

Gonadotropin salgılayan hipofiz tümörü belirtileri

Gonadotrop adenomları olarak isimlendirilen bu hipofiz tümörleri nadir görülmektedir. Gonadotropin hormonu, hipofizin ön lobundan salgılanır ve kadınlarda overlerin, erkeklerde testislerin fonksiyonlarını düzenler.
  • Kadınlarda düzensiz adet dönemi
  • Erkeklerde düşük testosteran seviyesine bağlı olarak cinsel isteksizlik
Gonadotropin salgılayan hipofiz tümörlerinde bazen bu belirtiler görülmeyebilir. Büyümeye devam eden tümör baş ağrısı ve görme sorunları gibi belirtilerle kendini belli edebilir.

  • Soru Soru
Hipofiz Bezi Tümörü Nedir?

Hipofiz bezi tümörü, hipofiz bezinde büyümeye başlayan, çoğu hipofiz adenomları adı verilen iyi huylu glandüler olan beyin tümörleridir. Kanserli olmasalarda hipofiz fonksiyonunu etkileyerek yorgunluk, kemik ve kas güçsüzlüğü, mide bulantııs, ani körlükte dahil görüşte bozulma, kilo artışı, baş ağrısı, kolay morarma, adet düzensizlikleri gib belirtilere neden olur.

  • Soru Soru
Hipofiz Bezi Nedir?

Hipofiz bezi beynin içinde, görme sinirlerinin hemen altında yerleşmiş olan normalde 1 gram ağırlığında küçük bir bezdir. Hipofiz bezinin boyutları küçük olsa da, vücuttaki işlevi çok önemlidir. Yaşamsal öneme sahip faaliyetler sürdüren hipofiz bezinin çalışması durursa, kısa süre içinde ölümle sonuçlanacak ağır tablolar yaşanabilir.

Tüm beyin tümörleri içerisinde hipofiz tümörleri yüzde 5-10 oranında görülmektedir. Hipofiz tümörleri hem kadınlarda hem erkeklerde görülebilmektedir. Nadiren çocuklarda da görülebilir. Hormonal faaliyetlerin daha fazla olmasından dolayı etkileri kadınlarda daha fazla ortaya çıkar.

Erkeklerde hormonal faaliyetler daha az olduğu için erkeklerde görülen tümörler genellikle daha geç teşhis edilir ve daha büyük tümörlerdir.

Filtrele

Geri