Bipolar affektif bozukluk tedavisi temel olarak ilaçlarla yapılmaktadır. Duygudurum dengeleyicileri, antidepresanlar ve antipsikotikler olacak şekilde 3 grup ilaç kullanılabilmektedir. Bipolar bozukluk durumunda, farmakolojik olarak, duygudurum dengeleyici (lityum, valproat, karbamazepin, lamotrijin vb. ) ve dopamin hormonu açısından etkili (antipsikotik bazlı) ilaçlar ile tedavi sağlanmaktadır. İlaç tedavisi ile hastalık belirtileri uzun zaman tekrarlamasa dahi ilaçlarla koruyucu tedaviyi sürdürmek gereklidir. Çünkü güncel bilgiler, koruyucu ilaçlar kesilince hastalığın tekrarlama riskinin yükseldiğini göstermektedir.
Genelde, hem manik hem depresif belirtileri kontrol altına almak amacıyla, tek ilaç yeterli olmayabileceğinden, hastalığın o anki dönemine ve belirtilerin şiddetine göre birden fazla ilaç kullanılması gerekebilir. Bipolar bozukluk tedavisinde en sık yapılan hata daha iyi hissetmeye başlayınca ilaç tedavisini ve hekim takibini takibi bırakmaktır. İlaçları kendi kendine bırakmak, hastalığın daha hızlı tekrarlamasına sebep olabilmektedir. Tedavi ile birlikte alkol kullanımından ve tuz tüketiminden kaçınmak gereklidir. Farmakolojik desteğin yanında, psikoterapiler, hem kişinin hem ailenin sürece adaptasyonunu ve başa çıkma mekanizmalarını edinmesini sağlamaktadır.
Bipolar terapinin temeli ilaç tedavisi olmasına rağmen, psiko eğitim ilaç tedavisine eklendiğinde, çok etkili olan, tüm bipolar tiplerinde yinelemeleri ve hastaneye yatışları azalttığı kanıtlanmış bir tekniktir. Amaç hastanın ve ailenin hastalığı, süreci anlayarak, tedaviye uyumunu artırmak ve yaşam kalitesini iyileştirmektir. Çünkü araştırmalarla bipolar bozuklukta, kötü prognoz ve relapsların (yineleme), kişilerin strese yatkınlık oranıyla paralel artış gösterdiği belirlenmiştir.
Ayrıca, kişinin alkol ya da madde kullanımının zararlarını bilmesi, sosyal hayatını daha dengeli bir örüntüde sürdürmesi destek açısından önemli adımlardır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), aile odaklı terapi gibi kanıta dayalı yöntemlerin uyarlanmış versiyonları fayda sağlamaktadır.
Genelde akut dönemde kullanılan ilaçlara koruma tedavisi sırasında devam edilmektedir. Bipolar bozukluk; ömür boyu sürebilen, yineleyici ataklarla seyreden kronik bir ruhsal rahatsızlıktır.
Rahatsızlığın yineleyen karakteri, yeti yitimine yol açması, yüksek morbidite (hastalığa yakalananların sayısı) ve intihar riski taşıması, eşlik eden alkol ve madde kullanımının sıklığı, geçirilen dönem sayısı artışıyla prognozun (hastalığın seyri) kötüleşmesi sebebiyle, kriz dönemleri tedavisi yanında mutlaka koruma tedavisi ile doktor görüşmelerine ve psikoterapiye devam edilmesi önerilmektedir.
Genelde, hem manik hem depresif belirtileri kontrol altına almak amacıyla, tek ilaç yeterli olmayabileceğinden, hastalığın o anki dönemine ve belirtilerin şiddetine göre birden fazla ilaç kullanılması gerekebilir. Bipolar bozukluk tedavisinde en sık yapılan hata daha iyi hissetmeye başlayınca ilaç tedavisini ve hekim takibini takibi bırakmaktır. İlaçları kendi kendine bırakmak, hastalığın daha hızlı tekrarlamasına sebep olabilmektedir. Tedavi ile birlikte alkol kullanımından ve tuz tüketiminden kaçınmak gereklidir. Farmakolojik desteğin yanında, psikoterapiler, hem kişinin hem ailenin sürece adaptasyonunu ve başa çıkma mekanizmalarını edinmesini sağlamaktadır.
Bipolar terapinin temeli ilaç tedavisi olmasına rağmen, psiko eğitim ilaç tedavisine eklendiğinde, çok etkili olan, tüm bipolar tiplerinde yinelemeleri ve hastaneye yatışları azalttığı kanıtlanmış bir tekniktir. Amaç hastanın ve ailenin hastalığı, süreci anlayarak, tedaviye uyumunu artırmak ve yaşam kalitesini iyileştirmektir. Çünkü araştırmalarla bipolar bozuklukta, kötü prognoz ve relapsların (yineleme), kişilerin strese yatkınlık oranıyla paralel artış gösterdiği belirlenmiştir.
Ayrıca, kişinin alkol ya da madde kullanımının zararlarını bilmesi, sosyal hayatını daha dengeli bir örüntüde sürdürmesi destek açısından önemli adımlardır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), aile odaklı terapi gibi kanıta dayalı yöntemlerin uyarlanmış versiyonları fayda sağlamaktadır.
Genelde akut dönemde kullanılan ilaçlara koruma tedavisi sırasında devam edilmektedir. Bipolar bozukluk; ömür boyu sürebilen, yineleyici ataklarla seyreden kronik bir ruhsal rahatsızlıktır.
Rahatsızlığın yineleyen karakteri, yeti yitimine yol açması, yüksek morbidite (hastalığa yakalananların sayısı) ve intihar riski taşıması, eşlik eden alkol ve madde kullanımının sıklığı, geçirilen dönem sayısı artışıyla prognozun (hastalığın seyri) kötüleşmesi sebebiyle, kriz dönemleri tedavisi yanında mutlaka koruma tedavisi ile doktor görüşmelerine ve psikoterapiye devam edilmesi önerilmektedir.