Anorektal (anal) fistül nedir?

Dış deliği anüs kenarında iç deliği bağırsak içerisinde olan ve normalde bulunmayan bir yol oluşmasıdır. Çoğunlukla, makat iç kısmındaki bezlerin enfekte olması sonucu gelişir. Anorektal fistülü olan hastalar, genellikle boşaltılmayı takiben "iyileşmeyen" anorektal apse ile, anüs kenarı veya kalça bölgesinde kronik iltihaplı akıntı ve şişlik ile başvurur.

Anorektal fistüller, makat etrafındaki sfinkter kasları ile ilişkilerine göre sınıflandırılır (yüzeysel, intersfinkterik, transsfinkterik, suprasfinkterik ve ekstrasfinkterik).

Anal apse tanısı nasıl konulur?

Fizik muayenede makat etrafında kızarık ve ağrılı bir şişlik şeklinde saptanır.

Daha derin bir apse ise parmakla makattan (rektal) yapılan muayenede içeride hassas, bir kitle olarak hissedilir. Tanıyı doğrulamak ve apsenin yayılımını değerlendirmek için manyetik rezonans (MR) görüntüleme veya pelvis ultrasonu gibi görüntüleme çalışmaları kullanılabilir.

Anal fissür nasıl tedavi edilir?

Tedavide ilk yapılması gereken, var ise kabızlığın engellenmesi ve gaytanın yumuşatılmasını sağlamaktır. Bunun için diyette lif alımı arttırılır ve gerekirse gayta yumuşatıcı ilaçlar verilir.

Ilık suya oturma banyoları ve anüs etrafını saran sfinkter kaslarının gevşemesini sağlayan kremler çatlağın iyileşmesine yardımcı olur.

Eğer bu tedaviler işe yaramaz ise botulinum toksini (Botox) enjeksiyonu veya cerrahi tedavi uygulanır.

Anal fissür (makat çatlağı) nedir?

Makatın girişinden iç tarafına uzanan yırtık ya da çatlaklara anal fissür denir.

Anüsün etrafını saran ve onu kapalı tutan sfinkter adı verilen bir kaslar vardır. Anüs, genellikle sırt ve kuru dışkılama ile yaralandığında komşuluğundaki sfinkter kasları gerilir. Oluşan spazm, rahat dışkılamayı engellediği gibi şiddetli ağrıya da neden olur.

Hemoroid için hangi tedaviler uygulanır?

Başlangıç döneminde konservatif (destek) tedavi etkilidir.

Konservatif tedavi;
  • Diyette lif alımının artırılması (günlük 20-35 gr)
  • Dışkılamayı kolaylaştıran ilaçlar (laksatifler)
  • Oturma banyosu
  • Topikal kremler
  • Venöz tonusu arttıran ilaçlar
İlaç tedavisine yanıtsız hastalara; hastalığın evresi, hastanın makat bölgesi kaslarının fonksiyonu ve geçirilmiş ameliyat hikayesi, hastanın yaşı ve cinsiyetine göre tedavi planlanır. Skleroterapi, lastik bant ligasyonu, lazer fotokoagülasyon vb. günübirlik, ayaktan işlemler yapılabilir. Bu yöntemlerin, ağrısı ve komplikasyon oranı az ancak tekrarlama oranı cerrahi işlemlere göre daha yüksektir.

Diğer tedavi yöntemleri uygun olmayan veya başarısız olan hastalara cerrahi yöntemlerden (hemoroidektomi, stapler hemoroidopeksi, arter ligasyonu + mukopeksi vb.) biri de uygulanır.

Anorektal cerrahi nedir?

Anorektal bölgede meydana gelen hastalıklara uygulanan cerrahi tedavilere anorektal cerrahi denilmektedir. Hastalar, makat ve etrafı ile ilgili endişeler veya semptomlar nedeniyle sıklıkla hekime başvururlar. Birçok anorektal durum iyi huylu ve kolayca tedavi edilebilir olsa da, hastalar utanma veya kanser korkusu nedeniyle tıbbi yardım almayı erteleyebilirler. Ertelenen ve başlangıçta ameliyat gerektirmeden çözülebilecek sorunlar ihmal nedeni ile koleraktal kanser olarak karşımıza çıkabilir ve daha komplike tedaviler gerektirir.

Bu nedenle rektal kanama, ağrı, kilo kaybı gibi anorektal hastalık belirtileri olan hastaların hekime başvurması ve gerekli tetkikleri yaptırması önerilir.

Anorektal bölge nedir?

Anorektal bölge, kalın bağırsağın sonundaki anüs ve rektum kısımlarıyla ilgili olan bölgedir. Bu bölgenin hastalıklarına, genel olarak anorektal hastalık denilmektedir. Bu hastalıklara ait semptomlar ve şikayetler toplumda çok yaygındır. Çoğu durum iyi huylu olmasına ve birinci basamak sağlık kuruluşlarında tedavi edilebilmesine rağmen, kolorektal kanser riski gözardı edilmemeli ve hastalar uygun şekilde araştırılmalıdır.

Anorektal bölge hastalıkları teşhisi nasıl konulmaktadır?

Anorektal bölge hastalıklarında öncelikle hastanın detaylı anamnezi, genel sağlık durumu sorgulanır. Sonrasında da fizik muayene yapılır. Anorektal ultrasonografi, kolon geçiş zamanı testleri, defekografi, anorektal elektomiyografi, izotonik sıvı infüzyonu, balon atılım testi, anal manometri, çeşitli kan, idrar ve dışkı testleriyle teşhisler konulabilmektedir. Testler, şüphelenilen hastalığa göre değişebilmektedir.

Anorektal bölge hastalıklarının genel belirtileri nelerdir?

Anorektal bölge hastalıklarının başlıca bulguları;
  • Kanama
  • Ağrı
  • Kaşıntı
  • Değişmiş bağırsak hareketleri
  • Dışkı kaçması / hijyen problemleri
  • Akıntı (müküs, püy)
  • Dışkılama ihtiyacı varmış gibi hissetme (tenesmus)
  • Makat sarkması (prolapsus)
  • Kilo kaybı
Bu bölge hastalıklarında uygulanan tedavi, ileride hastanın dışkı tutma kabiliyetini etkileyebileceği için çok önemlidir. Doğru tanı konulması, doğru tedavinin ilk şartıdır. Başlıca tanı yöntemi fizik muayenedir. Sonrasında, anüs ve rektumun görüntülenmesi ve gerekirse biyopsi alınması sağlayan rektosigmoidoskopi yapılmalıdır.

Anorektal bölge selim hastalıkları nedir?

Kalın bağırsağın son kısmı olan rektum, anüs (makat) ile sona erer. Bu iki bölgenin (anorektal) selim hastalıkları kabızlık, kanama, ağrı, kaşıntı ve dışkı tutamama gibi yaşam kalitesini bozan sorunlara yol açar.

Başlıca selim anorektal hastalıklar şunlardır;

  • Hemoroidal hastalık (basur)
  • Anal fissür (makat çatlağı)
  • Anal apse
  • Anal fistül
  • Pruritis ani (makat kaşıntısı)
  • Rektal prolapsus (bağırsak sarkması)
  • Anal inkontinans (dışkı tutamama)

Anoreksiya nervoza nasıl önlenir?

Son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda, bebeklik ve çocukluk dönemindeki yanlış ve yetersiz beslenme davranışları ileriki dönemlerde ortaya çıkan yeme bozukluklarıyla ilişkili olabilmektedir. Çocukluk ve adolesan çağından itibaren bireyler birçok nedenden dolayı diyet yapmaya başlar ancak bilinçsizce önerimler, yanlış diyetler, toplum ve medyanın çağımızda oluşturduğu baskı ve psikolojik durumların getirdiği sonuçlar bu duruma neden olabilmektedir.

Bu hastalıkta bireyler yediği her besin için kalori hesabı yapmaya başlar ve bu davranışlarındaki aşırılık oluşmaya başlar ve kilo verdikçe zayıf olma fikri bir obsesyona dönüşür. Anoreksiya Nervoza’da en belirgin özellik şişmanlıktan aşırı korkudur.

Anoreksiya nervoza ölümcül bir hastalık mıdır?

Psikiyatrik hastalıklar içerisinde tehlike arz eden hastalıklardan biri olarak anoreksiya hastalığı belirtilmiştir. Serum albümin düzeyinin düşük olması ve beden kütle indeksinin (BKİ) 60. persentilin altında olması (BKİ ≤12) yeme ve beslenme bozukluklarına bağlı ani ölüm için en güçlü risk faktörleridir. Tedavi sonuçları değişken olmakla birlikte, anoreksiya nervozada mortalite oranı yüksektir. Nispeten kötü gidişli bir tablo olan anoreksiya nervozada iyileşme ve devam eden iyilik hali hastaların yalnızca %50- 60’ında sağlanabilmektedir.

Anoreksiya nervoza hastalığında kilo sınırı nedir?

Bireylerin vücut kütle indeksi değeri kilogram olarak kişinin ağırlığının metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilir. Anoreksik bireyler bu standart rakamlara göre belirlenen sağlıklı vücut ağırlıklarından en az %15 daha zayıftır. Anoreksiya nervoza hastalığının şiddeti, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) belirlediği kriterlere göre Beden Kütle İndeksi değerleri; BKİ≤17 olanlar hafif, 16 ve 16,99 arası orta, 15 ve 15,99 arası şiddetli, 15’in altı ise aşırı düzey olarak sınıflandırılmıştır.

Anoreksiya nervoza adet kesilmesine neden olur mu?

Aşırı zayıflık ve aşırı kilo alma yağ oranını etkilediğinden kaynaklı adet görme oranı azalmaktadır. Anoreksiya hastalığında yetersiz beslenme sonucu yaşanan ani kilo kayıpları menopoza yol açabilir. Vücutta oluşan ciddi düzeydeki yağ doku eksiğinden kaynaklı hormonlarda düzensizlik ve menstrüasyon döngüsünde bozulma sık görülen belirtilerdir.

Anoreksiya nervoza hastalarının düşünce yapıları nasıldır?

Yeme ve beslenme bozukluğu olan bireyler genellikle kararsız ve tedaviye dirençlidir. Uzun süre devam eden şiddetli yeme ve beslenme bozuklukları bilinmektedir. Bazı hastalarda, klinik mükemmeliyetçilik, düşük benlik saygısı, hoşgörüsüzlük ve kişilerarası ilişkilerde zorluklar gibi süreçleri sürdürmek yeme ve beslenme bozukluklarının temel problemle etkileşime girerek tedavi direncine katkıda bulunur.

Anoreksiya hastalığında kişinin beden ağırlığı ve biçimini nasıl algıladığı ile ilgili bir bozukluk yaşanmaktadır. Anoreksik kişiler zayıf olmalarına rağmen sürekli olarak şişman olduğundan yakınmaktadır. Anoreksiya hastalığında zayıf beden bir tutku haline dönüşmektedir.

Anoreksiya nervoza hastaları nasıl beslenmeli?

Anoreksiya hastalığında beslenme farkındalığının yaratmış olduğu ani kilo kayıplarını dengelemek için beslenme uzmanları tarafından beslenme tedavisi gerekmektedir. Bu hastalığa sahip bireylerin klinik değerlerinin düzenlenebilmesi için beslenme tedavisininin yapılması oldukça önemlidir.

Beslenme tedavisi ile yeme bozukluğunun normale indirgenmesi ve boy kilo endeksinin yaş, kilo, boy göz önüne alınarak normaline ulaşması amaçlanmaktadır. Bu süreç kişiden kişiye değişebilmektedir. Anoreksiya hastalığında beslenme eğitimi ile bireylere sağlıklı beslenme konusunda bilgi ve farkındalık kazandırarak yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığının sürekliliği sağlanmaktadır.

Anoreksiya nervoza hastalarına nasıl davranılmalı?

Diğer yeme ve beslenme bozukluğu hastalarına göre anoreksiya nervoza hastaları ile ilişki kurulması daha zordur. Anoreksiya hastalığında ilk adım anoreksiklerin bu durumun hastalık olduğunu ve psikolojik destek alımını kabullenebilmesi için ılımlı ve olumlu yaklaşımlar sergilenmelidir. Tedavi sürecinin gecikmesi hastalığın seviyesini artırarak tedavi sürecinin güçleşmesine neden olabilmektedir.

Anoreksiya kimlerde görülür?

Yapılan çalışmalarda; kadın olmak, genç yaş grubunda olmak, birinci derece akrabaların (anne, baba, kardeş) AN hastalığa yakalanması, sevdiği birinin ölümü veya hastalığı, yeni okul, iş ve ev ortamına girilmesi, kilo değişimi, eşlerin ayrılığı, ergenlik problemleri, sosyo-kültürel normlar, cinsel travma gibi durumlar yeme bozukluklarının gelişimine neden olabilir.

Yeme bozukluğu olan kişilerin %90’dan fazlası 25 yaşın altındaki bireylerdir. Yapılan araştırmalarda kadınların özellikle ergenlik döneminde bedensel değişiklik geçirdikleri için bedene uyumda büyük endişe taşıdıkları belirtilmektedir.

Anoreksiya nervoza kilo verdirir mi?

Anoreksiya nervoza hastalığı, fiziksel görünümden memnun olmamak ve değiştirme amacıyla sağlıksız uygulanan diyetlere başvurmak, yemek yememek ve kilo almayı takıntı haline getirme olarak bilinmektedir. Anoreksiya hastalığında sağlığı tehdit edecek ölçüde zayıflama meydana gelmektedir. En büyük belirtilerinden biri patolojik kilo kayıplarıdır.

Filtrele

Geri