Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

  • Soru Soru
Gül hastalığı nasıl önlenebilir?

Gül hastalığı nüks ve remisyonlarla seyreden kronik bir hastalık olduğu için hastalarda uzun süreli medikal tedavilere rağmen aktivasyonlar kaçınılmazdır. Dolayısıyla aktivasyonları önlemek ve hastalığın şiddetinin artışını engelleyebilmek için birtakım önleyici ve koruyucu tedbirleri almaları ve yaşam şekillerini bunlara göre düzenlemeleri gerekmektedir.

  • Soru Soru
Gül hastalığı lazer ile tedavi edilebilir mi?

Tüm rozase alt tiplerinde lazer ve ışık sistemleri kullanılabilir. Lazer hem eritemin azaltılmasında hem de zeminde bulunan damar çatlamalarının tedavisinde oldukça yararlıdır. En etkili lazer ve ışık sistemi tipleri IPL (intense pulsed light-yoğunlaştırılmış atışlı ışık), Nd:YAG lazer ve PDL (pulsed dye lazer) dir. BB Lazer de bir IPL ışık kaynağı sistemi olup hem eritem hem de kılcal damarların tedavisinde yararlıdır.

Lazer tedavisinde yanıt hastadan hastaya, kullanılan lazer tipine göre değişkenlik göstermekle birlikte mevcut damar çatlaklarını kalıcı olarak iyileştirir, eritemli zemini büyük ölçüde düzeltir. Bu iyilik hali hasta tetikleyici faktörlere dikkat ederse uzun yıllar devam etmektedir. Ancak tetikleyicilere dikkat edilmezse yıllar için de hastalık tekrarlayacak ve yeniden lazer ihtiyacı doğabilecektir.

  • Soru Soru
Gül hastalığı kremi ve ilaçları nelerdir?

Topikal tedavide baskın olan cilt lezyonuna göre tedavi planlaması yapılmaktadır. Eritem varsa medikal tedavi seçenekleri oldukça sınırlı olup ülkemizde bulunmayan damarları daraltarak etki gösteren brimonidin, oksimetazolin kremler kullanılır.

Eritem için sulandırılmış botoks, lazer ve ışık sistemlerinden faydalanılır. Yine propronalol ve karvedilol gibi betabloker ilaçlar da kızarıklık ataklarını azaltmaktadır. Papül ve püstül gibi sivilcelerin varlığında metranidazol, ivermektin, azelaik asit, sodyum sulfasetamid, klindamisin, tetrasiklin, takrolimus, pimekrolimus, tretinoin gibi kremler, ağızdan doksisiklin, tetrasiklin, metranidazol gibi antibiyotikler kullanılır.

A vitamini içeren izotretinoin tedavisi de bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarda, özellikle sivilcelerin çok olduğu hastalarda, granulomatöz rozasede, fimatöz rozase denilen burun gibi sebase bezleri büyüyen hastalarda yararlı olur. Demodekslerin varlığında mutlaka bu parazite yönelik ivermektin, permetrin ve çay ağacı yağı gibi ilaçlar kullanılır.

  • Soru Soru
Gül hastalığına eşlik eden hastalıklar var mıdır?

Rozasenin çeşitli sistemik hastalıklarla birlikteliği bildirilmektedir. Yapılan çalışmalarda Rosacea (gül hastalığı) en sık eşlik eden hastalıkların depresyon, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, anksiyete bozukluğu, kan yağlarında yükseklik, diyabetes mellitus, migren, romatoid artrit, ülseratif kolit ve demans olduğu bildirilmiştir. Ancak bu hastalıklarla ilişki tüm hastalarda bulunmamaktadır.

Rozase ve bazı gastrointestinal hastalıklar arasında ilişki bildirilmektedir. Midede Helicobacter pylori enfeksiyonu olanlarda bu enfeksiyonun tedavisinden sonra Rosacea (gül hastalığı)’nın hafiflediği görülmektedir. O nedenle mide yakınması olanlarda gastroenteroloji konsültasyonu istenmeli ve tedavi verilmelidir.

Gastrointestinal sorunları olan olguların gastroenterolojiye konsülte edilmesi, bağırsak flora dengesinin korunabilmesi ve motilitenin optimal seviyede tutulabilmesi için posalı gıdalarla ve dengeli beslenmenin önerilmesi de faydalı olacaktır.

  • Soru Soru
Gül hastalığının bitkisel tedavisi var mıdır?

Çay ağacı yağı, Rosacea (gül hastalığı) tedavisinde başarıyla kullanılan özellikle demodekslere oldukça etkili olan bir bitkisel tedavidir. İyi bir nem sağlayan, anti-inflamatuvar ve antioksidan özellikleri kolloidal yulaf, niasinamid, krizantem, meyan kökü, çaylar, aloe vera, papatya, zerdeçal ve mantar ekstreleri kullanılabilir.

  • Soru Soru
Gül hastalığı nasıl bir hastalıktır?

Roza hastalığı ya da yaygın bilinen adı ile gül hastalığı, yüzde kızarıklığa, sivilce benzeri lezyonlara, genişlemiş ve çatlamış kan damarlarına neden olan yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Yaygın olarak yüzün merkezinde ortaya çıkan kaşıntılı sivilce ve kızarıklıklar özellikle burun, yanak ve alın bölgesinde görülür.

  • Soru Soru
Gül Hastalığı Olanlar Nelere Dikkat Etmeli?

Gül hastalığı(rozasea), yüzde kızarıklığa, iltihaplı lezyonlara, küçük ve yüzeysel formda genişlemiş ya da çatlamış kan damarlarına neden olan kronik bir cilt rahatsızlığıdır.

Kızarıklık ve lezyonlar çoğunlukla burun, yanaklar ya da çenede ortaya çıkar, daha nadir olarak boyun ve göğüs bölgesinde de görülebilir.

Gül hastalığı olan kişiler, çok sıcak ortamlar hamam ve saunada uzak durarak güneş ışığından kaçınmaları gerekir. Bunun yanında çay, kahve ve çikolata tüketimini sınırlayarak acı, baharatlı besinlerden uzak durmalıdır.

Gül hastalığı olanları dikkat etmesi gereken maddeler şu şekilde sıralanabilir:
  • Güneş koruyucu kullanarak cilt bakımı ihmal edilmemeli
  • Lipit ve sindetler içeren temizleyiciler kullanılmalı
  • Yüzlerini ılık suyla yıkamalı
  • Nane yağı, kamfor, formaldehit, karanfil yağı, mentol, içeren ürünlerden kaçınılmalı
  • Yüze uygulanacak ürünlerde parfümsüz içerikler tercih edilmelidir.

Gül hastalığında deri bakımı nasıl yapılmalıdır?

Rosacea (gül hastalığı) deri bakımı temizleme, nemlendirme ve güneşten koruma ile yapılır. Tetikleyiciler konusunda hasta eğitimi ve doğru kozmetik ürün kullanımı oldukça önemlidir.
  • Yumuşak temizleyiciler kullanılmalı
  • Rozaseli hastalar yüzlerini ılık suyla yıkamalı, sıcak suyla yıkama ve mekanik travmadan kaçınmalı
  • Tonik kullanılmamalı
  • Alkol, formaldehit, mentol, kamfor, sodyum lauril sülfat, nane, karanfil yağı içeren ürünlerden kaçınılmalı
  • Yüz oldukça hassas olduğu için hassas ve kızarık ciltler için özel geliştirilmiş, deriyi nemlendirirken; bariyer fonksiyonunu da tamir eden, parfümsüz krem bazlı ürünler tercih edilmeli
  • Nemlendirici olarak; üre, glikolik asit, laktik asit, mentol ve kamfor gibi güçlü iritan maddeler içeren ajanlardan kaçınılmalı
  • Rozasede güneş ışınlarından korunmak için en az SPF 30, titanyum dioksit ve çinko oksit gibi inorganik ultraviyole ışık filtreleri içeren güneş koruyucular tercih edilmeli
  • Silikon içeren ürünler de (dimethicone, orcyclomethicone ve cyclomethicone olarak etiketlendirilir) rozasede yaralıdır.
Ürünler mutlaka parfümsüz (no fragrance/ fragrance free) olmalıdır. Hastalar tüm yıl boyunca güneşten koruyucu kullanmalıdır.

  • Soru Soru
Gül Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Rosacea (Gül hastalığı) tedavisi semptomları azaltmaya ve kötüleşmesini önlemeye yönelik olarak, belirtileri kontrol altında tutmaya yöneliktir.

Tedavi amaçlı semptomları kontrol altında tutabilmek için uygulanabilecek tedavi yöntemleri şunlardır:
  • Yağsız, su bazlı cilt temizleyicileri ile cildi temiz tutmak
  • Alkol ve mentol içeren ürünleri kullanmamak
  • Güneş ışığından kaçınmak ve güneş koruyucu kullanmak
  • Deri kalınlaşmasını azaltmak için mikrodermabrazyon tedavisi
Ayrıca doktorun önereceği oral ve topikal olarak kullanılabilen ilaçlar, oluşan kızarıklık miktarını azaltmak için lazer tedavisi ve şiddetli ve burun şekil bozukluğuna neden olunan durumlarda cerrahi prosedürler gül hastalığının tedavi yöntemleri arasında yer alır. Gül hastalığı tedavisinde uygulanabilecek diğer tedavi yöntemleri şöyle sıralanır:

Botoks ve lazer

Topikal tedavide baskın olan cilt lezyonuna göre tedavi planlaması yapılmaktadır. Eritem varsa sulandırılmış botoks, lazer ve ışık sistemlerinden faydalanılır. Yine propronalol ve karvedilol gibi betabloker ilaçlar da kızarıklık ataklarını azaltmaktadır.

Sivilce için antibiyotik

Papül ve püstül gibi sivilcelerin varlığında metranidazol, ivermektin, azelaik asit, sodyum sulfasetamid, klindamisin, tetrasiklin, pimekrolimus, takrolimus, tretinoin gibi kremler, ağızdan doksisiklin, tetrasiklin, metranidazol gibi antibiyotikler kullanılmaktadır.

A vitamini içeren ilaçlar

A vitamini içeren izotretinoin tedavisi de bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarda yararlı olabilmektedir. Ayrıca papül ve püstülerin oluştuğu iltihaplı rozase tipi, granulomatöz rozase ve gözü tutan rozasede de faydalıdır.

Çay ağacı yağı

Demodekslerin varlığında mutlaka bu parazite yönelik ivermektin, permetrin ve çay ağacı yağı gibi ilaçlar kullanılmalıdır.

İvermektin son yıllarda kullanılmaya başlayan en etkili rozase tedavilerindendir. Hem inflamasyonu baskılaması hem de demodeksler üzerinde antiparaziter etkisiyle oldukça etkilidir. Kullanıldığı sürece etkili olup bıraktıktan 3-4 ay sonra tekrarlayabilmektedir.

Çay ağacı yağı (tea tree oil-TTO), sulandırılmış konsantrasyonda (%1-5) hazırlanan losyon ve kremleri demodeks akarlarını öldürmekte ve rozase tedavisinde kullanılır. Çay ağacı yağı orjinalde tahriş özelliğe sahip bir yağ olup sulandırılmadan direk sürülmemelidir.

C vitamini

Topikal C vitamini (L-askorbik asit) kullanımı rozase karşı koruyucu etkinlik oluşturabilir.

Flaşing denilen ateş basması atakları olan veya kızarıklığın kalıcı olduğu hastalarda hipertansiyon tedavisinde kullanılan beta bloker ajanlar kullanılabilir. Bu ilaçlar damarları kasarak (derideki kan damarlarındaki düz kaslarda beta adrenerjik reseptörleri bloke edip vazokonstrüksiyon yaparak) etki gösterir.

Kozmetolojik Uygulamalar

Rozase tedavisinde kullanılan kozmetolojik uygulamalar; intradermal botulinum toksin A, lazer ve ışık kaynakları ile özelikle rinofima tedavisinde uygulanan cerrahi işlemler, dermabrazyon ve koterizasyondur.

Psikiyatri tedavisi

Rozasede hastaların psikolojik durumları oldukça etkilenebilmekte, hastalığın neden olduğu hastalık yükü stres, anksiyete ve depresyona yol açabilmektedir. Bu hastalarda antidepresan ve anksiyolitik tedaviler oldukça yararlı olmakta ve atakların azalmasına katkıda bulunmaktadır. O nedenle psikiyatri tedavisi çok önemlidir.

  • Soru Soru
Gül hastalığı olanların yememesi gerekenler nelerdir?

Histamin, niasin, kapsaisin, sinnamaldehit ve alkol gül hastalığını şiddetlendirme özelliği taşıyan maddelerdir. Sıcak her türlü yiyecek ve içecek te rozaseyi alevlendirir.

Bu maddeleri içeren gıdaları gruplandıracak olursak;
  • Histaminden zengin gıdalar (fermente/tütsülenmiş/hazır gıdalar, olgun peynir vb.)
  • Niasinden zengin gıdalar (ciğer, hindi, ton-somon balığı, yer fıstığı vb.),
  • Kapsaisin içerikli gıdalar (biber türleri, acı soslar vb.)
  • Sinnamaldehit içerikli gıda-ürünler (domates, narenciye, tarcın, çikolata vb.)
Bunların yanı sıra hastanın kendisinde tetikleyici olduğunu fark ettiği her türlü gıdadan uzak durması da önerilmelidir.
  • Alkol rozase hastalarında atakları artırmaktadır, özellikle şarap ve likörden kaçınmalıdır. Alkol içeren soslar ve bozadan da kaçınmalıdır.
  • Kahvenin artık rozaseyi şiddetlendirmediği bilinmektedir, ancak aşırı sıcak kahve ve çay içilmemelidir.

  • Soru Soru
Gül Hastalığına Ne İyi Gelir?

Beslenmeye dikkat ederek prebiyotik ürünler(soğan, çiğ sarımsak, muz, hindiba, kuşkonmaz) tüketmek, posa ve lif açısından zengin besinlerden destek almak, kepek içeriğine sahip tahıllar, muz, soğan, sarımsak ve iltihap iyileştirme özelliği bulunan zerdeçal ve zencefil de gül hastalığına iyi gelir.

Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda omega-3 yağ asitleri, probiyotikler ve çinko gibi bazı diyet takviyelerinin de antiinflamatuvar etkileriyle rozase semptomlarının azalmasına yardımcı olabileceği belirtilmektedir. Göz rozasesi olan hastalarda omega 3 yağ asitleri 6 boyunca kullanılmış ve kaşıntı, yanma ve göz kuruluğunda azalma olmuştur.

Somon, ton balığı, sardalye, uskumru, ceviz, chia tohumu ve keten tohumu omega 3’den zengin besinlerdir.

Oral alınan uzun etkili C vitamini, çinko ve selenyum içeren destek preparatlarının da vasküloprotektif (damar koruyucu) etkiye yol açarak eritematöz rozase ataklarını önleyici etki gösterebileceği öne sürülmüştür.

Ayrıca aşağıdaki yöntemlerde hastalığı azaltmaya ve önlemeye yardımcı olur.
  • Cilt bakımını ihmal etmeden güneş koruyucu kullanmak
  • Gül hastalığını tetikleyen besinlerde uzak durmak
  • Uzmanın önerdiği ilaçlardan yararlanmak
  • Antioksidan içeren bitkisel tedavi yöntemlerinden yararlanmak.
  • Kepekli tahıllar sayılabilir.

  • Soru Soru
Gül Hastalığı Nasıl Geçer?

Rozase hastalığı olduğu durumda geçirmek için sürekli temiz kalmasını sağlamak, cildi besleyen kremlerden yararlanmak ve sağlıksız beslenmeden kaçınmak gerekir.

Cilt yapısından kaynaklı bir hastalık olarak ortaya çıktığı için tamamen kurtulma imkanı bulunmayabilir. Bu yüzden hastalık uzun yıllar boyunca devam ederek belli dönemlerde ortaya çıkabilir.

Gül hastalığında uygun medikal tedavi, deri bakımı, tetikleyiciler konusunda hasta eğitimi ve cildin yapısına uygun kozmetiklerin medikal tedaviye eklenmesi ile birçok hastada alevlenmeler önlenmekte, semptomlar ve yakınmalar kontrol altında tutulabilmektedir.

  • Soru Soru
Gül Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Gül hastalığında burun yanak, alın ve çene gibi yüz bölgesinde kızarıklık, kan damarlarının belirginleşmesi, kaşıntılı sivilce görünümü şeklinde döküntüler, ciltte yanma hissi yaygın belirtiler olarak ortaya çıkar.

Akne rozasea yani gül hastalığı belirtileri genel olarak şunlardır:
  • Yüzde kızarıklık. Burun yanak, alın ve çene gibi yüz bölgesinde kızarıklık gül hastalığının en yaygın belirtisidir.
  • Döküntü. Kan damarlarında gelişen duruma bağlı olarak sivilce benzeri kaşıntılı döküntüler ortaya çıkar.
  • Kan damarlarının belirginleşmesi. Özellikle yüzde, ince, kırmızı çizgiler şeklinde kan damarları daha belirgin hale gelir.
  • Yanma, batma ve ağrı hissi. Yüz bölgesinde yanma ve batma hissi ortaya çıkar. Yüz bölgesi su ile yıkandığında ya da cilt bakım ürünleri kullanıldığında bu yanma daha keskin hale gelir.
  • Gözlerde tahriş oluşması. Gül hastalığında gözlerde kızarma ve sulanma meydana gelir. Arpacık meydana gelebilir.
  • Ciltte ve deride kalınlaşma. Gül hastalığı bulunan kişilerin cildinde bariz kalınlaşma ve sertleşme meydana gelir.
  • Cildin kuru ve pürüzlü hale gelmesi. Cildin çok kuru ve pürüzlü görünmesi de gül hastalığında görülen belirtiler arasında yer alır.
  • Kızarıklıkların daha uzun sürede geçmesi. Başlangıçta kısa sürede geçen kızarıklıklar ilerleyen süreçte kalıcı hale gelebilir.

  • Soru Soru
Gül Hastalığı Neden Olur?

Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, cilt hassasiyeti, UV ışınları gibi çevresel faktörler ve stres etkenleri yanı sıra ciltte yaşayan mikroplar, yüzde bulunan kan damarlarındaki anormallikler ve mikroskobik akarlara karşı cildin verdiği kimyasal reaksiyonun sonucu gül hastalığının ortaya çıktığı görülmüştür.

Rozase (Gül hastalığı) nedenleri şöyle sıralanabilir:
  • Bağışıklık sisteminin bozulması
  • Strese bağlı olarak sinir sistemi problemleri
  • Mikroskobik cilt akarları
  • Helikobakter pilori gibi enfeksiyona neden olan bakteriler
  • Vücuttaki bir proteinin arızalanması
  • Güneş ışınlarına maruz kalma
  • Yoğun soğuk veya sıcak hava
  • Alkol ve kafein tüketimi
  • Hormonal değişiklikler
  • Sıcak ve baharatlı yiyecekler
  • Yoğun egzersiz
  • Kullanılan cilt ve/veya saç ürünleri
  • Sinnamaldehit içerikli gıda-ürün tüketimi (domates, narenciye, tarçın, çikolata vb.
Ayrıca genetik yatkınlık, kan damarlarındaki sorunlar, bağışıklık ve sinir sistemi, demodeks gibi deri akarları ve bağırsak bakterileri de gül hastalığına neden olan etkenler arasında yer alır.

  • Soru Soru
Gül Hastalığı Nedir?

Gül hastalığı, yüz bölgesindeki belirli kan damarlarının genişlemesine, yanak ve burunda kızarıklıklar ortaya çıkmasına ve sivilce benzeri şişliklere neden olan kronik bir cilt hastalığıdır. Kızarıklık ve sivilce benzeri şişlikler daha çok burun, yanaklar, alın, çene, boyun ve göğüs bölgesinde görülür.

Gül hastalığı özellikle kadınlarda ve açık tenli kişilerde sıklıkla görülür. Erkeklerde bu durum daha da kötüleşerek ortaya çıkabilir. Tedavisi genellikle ortaya çıkan semptomlara yönelik olarak uygulanır.

  • Soru Soru
Gut hastalığı risk grubunda olanlar nasıl beslenmelidir?

  • Et günde en fazla 60 gr olmak üzere tercihen kuzu, tavuk ve balıketi tüketilmelidir.
  • Kırmızı etin yanında süt ve yoğurt olmalıdır.
  • Mayalı ekmekler yerin,e beyaz ekmek ya da mısır ekmeği tercih edilmelidir.
  • Tam yağlı olmamak kaydıyla süt ve yoğurt tüketilebilir.
  • Ispanak, mantar, karnabahar ve bezelye haricinde yeşil sebze ve meyveler tüketilmelidir.
  • Bakliyatlardan tarhana, şehriye, makarna ve pirinç önerilmektedir.

  • Soru Soru
Gut hastaları için yasaklı besinler nelerdir?

  • Asitli içecekler
  • Früktoz içeriği yüksek olduğu için portakal
  • Alkol
  • İşkembe, dalak, sucuk, sosis, salam, pastırma, kabuklu deniz ürünleri ve tam yağlı peynir
  • Aşırı tereyağı
  • Esmer, kepekli gibi mayalı ekmekler
  • Sebze meyve grubundan ıspanak, mantar, karnabahar ve bezelye
  • Baklagillerden mercimek, fasulye, nohut
  • Kuruyemişlerden kabuklu kuruyemişler tüketilmemeli ancak ceviz ve fındık olabilir.
  • Aspirin kullanımına da dikkat edilmelidir.

  • Soru Soru
Gut hastalığı nereyi etkiler?

Gut hastalığı özellike böbrekleri ya da eklemleri etkilemektedir. Vücuttaki ürik asit böbreklerde birikirse böbreklere zarar vermekte ya da böbrek taşı oluşmakta eklemlerde birikirse de gut hastalığı oluşmaktadır.

Eklemlerde en çok ayak başparmağında görülmektedir. Bazense el bileği, dirsek ya da ayak bileklerinde görülebilmektedir. Her ürik asit yüksekliği olan kişide gut hastalığı oluşmaz.

Ürik asit eklemleri tuttuğunda yüksek ağrı, zonklama ve şişmeye neden olur. Bu ağrı zamanla tofüs denilen ürik asit kristallerinin birikmesine bağlı olarak eklem deformiteleri meydana getirmektedir.

Tetikleyen nedenler şöyle sıralanmaktadır;
  • Protein ağırlıklı beslenme
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Kalp ve böbrek hastalıklarında kullanılan idrar söktürücü bazı ilaçlar ve aspirinler
Tedavide genelde artrit varsa iltihabı baskılayacak antiinflamatuar tedavileri verilmektedir. Ayrıca ürik asidin idrarla atılmasını sağlayıcı ilaçlar verilir. Bol bol su içilmesi önerilir. Su ürik asidin böbreklerle atılmasını artırmaktadır. Akut ağrının yoğun olduğu dönemlerde ekleme buz uygulaması önerilir.

  • Soru Soru
Gut hastalığı ne kadar yaygın bir hastalıktır?

Gut hastalığının Türkiye’de görülmek sıklığı yüzde 2-3 civarındadır. Ancak proteinli gıdaların tüketiminin artmasıyla bu oran yükselmektedir. Fazla protein alımı vücuttaki ürik asit seviyesini artırdığından zamanla gut hastalığı meydana gelmektedir.

Metabolik bir hastalıktır dolayısıyla yeme içme alışkanlıklarıyla ortaya çıkar. Ancak kişinin metabolizmasında bozukluk, ürik asidin üretimini tetikleyen bir takım hastalıklar ya da ürik asidin vücuttan atılmasında bozukluğa neden olan bir takım hastalıklar yoğun protein alımı dışında da gut hastalığına neden olmaktadır.

  • Soru Soru
Gut hastalığı neden zengin hastalığı olarak sınıflanır?

Sağlıksız beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilişkisi bulunan gut hastalığı, genelde fazla protein tüketimi sonucu ortaya çıktığından halk arasında ‘padişah hastalığı’ ya da ‘zengin hastalığı’ olarak tanımlanmaktadır.

Bu hastalık eklemlerde oluşan iltihap sonucu ortaya çıkması nedeniyle romatizmal bir problem olarak bilinse de aslında metabolik bir hastalıktır ve korunmak için ise doğru beslenme alışkanlığı edinmek büyük önnem taşımaktadır.

Filtrele

Geri