Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

  • Soru Soru
Gut Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Gut hastalığın tedavisinde, iltihaplanma döneminde ortaya çıkan semptomları bastırmaya yönelik olarak hastalığı tetikleyen yiyecek ve içeceklerin tüketimini azaltma, iltihaba bağlı ağrıyı ve şişliği dindirmek ve ürik asit seviyesini düşürmeye yönelik ilaç kullanımı ile uygulanır.

Akut ataklar ve ataklar arası olarak uygulanan tedavi sürecinde, "antienflamatuar" ilaçlar ağrılı dönem için verilir. Hastalığın seyri ve evresine göre belirtildiği gibi ürik asit seviyesini düşürmeye yönelik ilaçlarda kullanılır.

Diğer yandan risk faktörlerinden biri de aşırı yorgunluktur. Bu dönemde hastalığı tetikletmemek için kendinizi yoracak spor ve egzersizlerden de uzak durulur.

Gut hastalığında iltihaplı eklemlere buz koymak, ağrı ve şişliğin azalmasında etkilidir ancak hastalığı iyileştirmeye yönelik değil, sadece ağrı ve şişliği geçirmeye yönelik uygulanabilecek bir işlemdir.

  • Soru Soru
Gut Hastalığının Tanı ve Teşhisi Nasıl Koyulur?

Gut hastalığının yaygın belirtileri olan eklemlerde şiddetli ağrı, eklemere hafif dokunmada bile hassasiyet, eklemlerde sıcaklık ve yanma hissidir. Fiziksel muayenede gözlenen tanılayıcı semptomlar yanı sıra kan testine ihtiyaç duyulur.

Ürik asidin normal kabul edilen en yüksek seviyesi 7 mg/dL'dir, gut hastalığında kandaki ürik asit düzeyi 7-9 mg/dL'e ulaşır. Tabi ürik asit yüksekliğide tek başına gut hastalığının teşhisi için yeterli değildir ve eklemler için film çekilmesi, eklemlerden sıvı alınması da gerekebilir.

Dolayısı ile gut hastalığının anlaşılabilmesi için kandaki ürik asit düzeyini öğrenmek için ürik asit testi, eklemlerde ki şişliği görmek için film çekilmesi ve kristal olup olmadığının anlaşılabilmesi için de eklemlerden sıvı alınması gereklidir ve bu bilgiler ışığında gut tanısı konulabilir.

  • Soru Soru
Gut Hastalığının Risk Faktörleri Nelerdir?

Gut hastalığı açısından risk grupları şöyle sıralanmaktadır:
  • Diyabetik hastalar
  • Metabolik sendromu olan obez hastalar
  • Ürik asit üretiminin artmasına neden olacak hematolojik hastalığı olanlar
  • Genetik yatkınlığı olanlar
  • Erkeklerde kadınlara göre görülme riski daha fazladır.
  • Kadınlarda da menopozdan sonra gut hastalığı görülme sıklığı artmaktadır.

  • Soru Soru
Gut Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Gut hastalığında eklemlerde şişlik ve hassasiyet, vücutta asit iyonları birikmesine bağlı özellikle sabaha karşı dizler, ayak bilekleri ve başta ayak başparmağı olmak üzere parmak uçlarında ağrı ile birlikte böbrek kaynaklı bel ağrısı ve idrar yaparken yanma sık görülen belirtilerdir.

Gut hastalığı belirtileri şunlardır:
  • Etkilenen eklemlerde şişlik ve kızarıklık
  • Ciltte soyulma ve pullanma
  • Geceleri artan eklem ağrıları
  • Temasa karşı hassasiyet
  • Yanma hissi
  • Böbrek kaynaklı belirtiler (bel ağrıları, idrarda kan, böbrek taşı gibi)
  • Ağrıların kronikleşmesi ve eklemlerde deformasyon
Bu belirtiler bir anda ortaya çıkar, genelliklede 3 ila 10 gün arasında sürer, ardından ağrılar geçer.

Gut ataklarını tetikleyen nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Hatalı ve aşırı beslenme (aşırı kırmızı et tüketimi)
  • Ani, şiddetli hastalık halleri
  • Yanlış diyet uygulanması
  • Eklem travmaları
  • İlaç tedavileri (aspirin, idrar söktürücü ilaçlar)
  • Geçirilen cerrahi operasyonla
Gut herkesi aynı şekilde etkilemez. Bazı insanlar hayatları boyunca bir tek atak geçirirler ve bundan başka hiçbir semptom yaşamayabilirler.

Bazılarında ise zamanla eklemlerde hasara ve ağrıya yol açan şiddetli kronik ataklar görülür. Gut hastalığının kesin çözüm sağlayan bir tedavisi yoktur ancak iyi bir tedavi ile hastalık tamamen önlenebilir.

  • Soru Soru
Gut Hastalığı Neden Olur?

Gut hastalığı, vücut düzgün atamadığı için eklemlerde ve yumuşak dokularda ürik asit kristallerinin birikmesinden kaynaklanan ağrılı ve iltihaplı bir artrit türüdür. Gut hastalığında, vücutta ürik asit üretiminin çok fazla olması ya da böbreklerin bunları olması gerektiği gibi süzememesi, ürik asidin birikmesine ve eklem içi veya çevresinde kristallerin birikmesi gut hastalığı olarak tanımlanır.

Kırmızı et, kabuklu deniz ürünleri, alkol ve tatlı içecekler kandaki ürik asit seviyelerinin artmasına neden olur, metabolizma bozukluğu söz konusu ise metabolizma biriken bu ürik asidi vücuttan atamaz ve biriken ürik asit gut hastalığına neden olur. Diyabet ve obezite gibi hastalıklar ürik asidin vücutta çok üretilmesine ve dolayısıyla gut hastalığına sebep olabilir.

Yaş ve cinsiyet de gut hastalığının gelişmesinde önemli bir faktördür. Nedeni çok bilinmemekle birlikte gut hastalığı daha çok erkeklerde görülen bir hastalık türüdür. Erkeklerde özellikle 30 yaşından sonra görülen gut hastalığı menopoz sonrası kadınlarda da sıkça görülebilir.

Gut hastalığı gelişiminde genetik faktörler de önemlidir. Doğuştan gelen bazı hastalıklar gut hastalığına neden olabilmektedir.

Dolayısı ile ürik asit birikimi, yaş ve cinsiyet, genetik, diyabet, obezite ve diğer bazı metabolizma hastalıkları gut hastalığına nedenleri arasında gösterilebilir.

  • Soru Soru
Gut Hastalığının Evreleri Nelerdir?

Gut hastalığı akut atak, interkritik dönem, kronik gut, tofüslü gut olarak 4 evrede ele alınır.

Bu evreler ve semptomları şöyledir:
  • Akut atak: Eklemde ani başlayan, sıklıkla da5-10 gün süren şişme ve ağrı ile karakterizedir.
  • İnterkritik dönem: Bu evrede hastanın şikayetleri ortadan kalkmıştır ancak bir sonraki evrenin sonrasında şiddetli semptomlar ortaya çıkar.
  • Kronik gut: Hastalık tüm semptomlara ve verdiği rahatsızlığa rağmen tedavi edilmediği takdirde kronik bir hal alır. Gut hastalığının kronikleşmesi eklemlerde kalıcı ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı oluşmasına neden olur. Bu evre romatoid artrit denilen iltihaplı eklem romatizması ile karışabilir.
  • Tofüslü gut: Tofüs denilen ürik asit kristallerinin bir araya toplanarak cilt altında ya da dokularda çökmesi ile oluşan birikintiye bağlı şişliklerin olduğu evredir.
Gut hastalığı ilerledikçe ürik asit kristalleri eklem ve eklemlerin çevresindeki dokularda birikir. Bu ürik asit kristallerin aşırı olarak birikmesine "tofüs" denilmektedir. Özellikle ayak başparmağının birinci tarak kemiğinde sık görülür. Bunun dışında el, dirseklerin yanında, parmakların üstünde, büyük eklemlerde de ortaya çıkabilmektedir.

  • Soru Soru
Gut Hastalığı Nedir?

Gut, eklemlerde ve çevresinde ürik asit kristallerinin birikmesine bağlı olarak yine eklemlerde kızarıklık ve hassasiyete neden olan ağrılı bir artrit türüdür. Sağlıklı bir vücutta, maddeler ürik aside dönüştürülerek vücuttan atılır. Özellikle protein yapısındaki maddelerin vücuttan atılım şekli olan ürik asitlerin atılması sağlanamıyorsa ya da ürik asit üretimi çok fazla ise vücutta birikir ve kandaki oranı da artar. Ürik asidin kanda ve eklemlerde birikmesi ile eklemlerde iltihaplanmaların oluşmasına "gut hastalığı" adı verilir.

Gut hastalığı romatizmal bir sağlık sorunu olsa da aynı zamanda bir metabolizma hastalığıdır. çok fazla miktarda ürik asit, vücutta özellikle eklemlerde bazen de böbreklerde birikmektedir. Böbrekte birikmesi, taş hastalığına yol açabilir ya da taş oluşturmadan da böbrekleri harap edebilmektedir.

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromu Takibi Nasıl Olmalıdır?

Guillain-Barré sendromu hastalığı hayatı tehdit eden ciddi bir hastalığa dönüşebilir. Bu hastaların gözlem altında olmaları ve yakından takip edebilmeleri için hastanede yatmaları gerekmektedir. Kaslarda yaşanan güçsüzlüğün boğulma, nefes alamama gibi neden olabileceği riskler nedeniyle destekleyici bakım gerekmekte ve devamlı olarak solunumları, nabızları ve kan basınçları takip edilmelidir.

Bu sendroma yakalanan hastalarda sıklıkla nabızda anormallik, enfeksiyon varlığı, kan basıncının yüksek ya da düşük olması ve hatta kan pıhtısı atması gibi risklerin ortaya çıkabileceği dikkate alınmalıdır.

Kas güçsüzlüğü hastalığın önemli bir etkisi olduğundan kas kuvvetini artırmak ve hareket kabiliyetini tekrar kazanmak için de fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci tedavi planına dahil edilmelidir.

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromu Tedavisi Nasıldır?

Guillain-Barre Sendromu (GBS) tedavisinde intravenöz immunglobulin (IVIG) ya da plazmaferez kullanılabilir. Yatılı olarak takip edilmesi gereken tedavi sürecinde kaslarda güçsüzlüğe ek olarak yutma ve solunum güçlüğü yakın takip edilmeli ve gerekli hallerde solunum desteği verilebilmektedir. Tedavi semptomlar ortaya çıktıktan 7 ila 14 gün içinde veya yakın döneminde başlanılması iyileşme süreci için önem taşımaktadır.

Hastalığın tedavisinde uygulanan plazmaferez işleminde yapılan plazma değişimi ile kanda bulunan ve sinir dokularına zarar veren otoantikorlar temizlenirken, IVIG tedavisinde ise sağlıklı vericilerin plazmasından saflaştırılmış yüksek antikor konsantrasyonları hastaya damar yolundan verilerek otoantikorların sinir hücrelerine zarar vermesinin engellenmesi hedeflenmektedir.

Hastalık belirtileri geri dönüşlü olmakla beraber bazı hastalarda kalıcı hasar da gözlenebilmektedir.

Hastalık seyrini ağırlaştıran başlıca faktörler şunlardır;

  • İleri yaş
  • Ek ciddi tıbbi bir hastalık bulunması
  • Guillain-Barre sendromu belirtilerinin ağır ve hızlı seyretmesi
  • Tanı konulan ilk haftada solunum desteği gereksinimi olmasıdır.
Tıbbi tedavi sonrası Guillain-Barre sendromu hastaların büyük çoğunluğu tamamen iyileşir ve yaklaşık 3 ay içerisinde yardımsız mobilize olmaya başlayabilirler. Kalıcı kas güçsüzlüğü, yürüme güçlüğü olan hastalarda ise fizik tedavi ve rehabilitasyon ek fayda sağlamaktadır.

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromu Nasıl Teşhis Edilir?

Guillain-Barre Sendromu tanısında ayrıntılı tıbbi öykü sonrası yapılacak ayrıntılı nörolojik muayene esastır. Nörolojik muayenede kaslardaki güçsüzlük ve derin tendon reflekslerinin kaybı yol göstericidir.

GBS tanısı konulmasına en çok yardımcı olacak laboratuar testleri ise EMG (elektromiyografi) ile lomber ponksiyonla yapılan beyin omurilik sıvısı (BOS) incelemesidir.

EMG’de F yanıtlarında kayıp ve demiyelinizasyonla seyreden polinöropatiyi gösteren elektrofizyolojik belirtiler beklenir.

BOS incelemesinde ise protein düzeyinde artış olurken hücre sayısında artış görülmez.

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromunun Risk Faktörleri Nelerdir?

Guillain-Barre Sendromu hastalarının %90 kadarında hastalığın 1-3 hafta öncesinde geçirilmiş bir üst solunum yolu enfeksiyonu ya da gastrointestinal sistem enfeksiyonu söz konusudur. En sık olarak belirlenen enfeksiyon ajanı Campylobacter jejuni’dir.

Guillain-Barre sendromunu tetikleyen nedenler şunlardır:

  • Campylobacter (Kampilobakter) Jejuni bakterisi
  • Sitomegalovirus (CMV) adı verilen bir virüs
  • Epstein Barr Virüsü (EBV)
  • Sitomegalovirüs (CMV)
  • Haemophilus İnfluenza virüsü
  • Mikoplazma pnömonisi ( bakteriyel bir pnömoni şekli)
  • Hepatit A,B,C,E
  • HIV ve Herpesvirüs enfeksiyonları
  • Aşılanma (influenza, kuduz, tetanoz vs.)
  • Cerrahi girişimler
  • Bazı ilaçların kullanımı
  • Koronavirus enfeksiyonu ve aşıları
Aşılar ile Guillain-Barre sendromu arasında ilişki bulunuyor gibi görünse de, riskin çok düşük olduğu akılda bulundurulmalıdır. Örneğin influenza ya da Covid aşıları ile GBS gelişme riskinde küçük bir artış olabileceği düşünülse de, bunun hastalığın kendisi ile oluşabilecek tüm sağlık risklerine oranla daha düşük olduğu bilinmelidir. Ayrıca bu aşılardan ziyade mevcut hastalığın geçirilmesi GBS oluşması açısından daha yüksek risklidir. Ancak aşılama sonrası GBS gelişen durumlarda, aşılamanın tetikleyici olduğu düşünülüyor ise nüks riskini düşürmek için aynı aşının uygulanılmasından kaçınmak gerekir.

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Guillain-Barre Sendromu ayaklardan başlayarak bacaklara ve vücudun üst kısımlarına yayılım gösteren karıncalanma, güçsüzlük ve duyusal bozukluk belirtisi ile ortaya çıkar. Yorgunluk, yutma güçlüğü, nefes almada zorluk, ciddi kas güçsüzlüğü semptomlarda görülebilmektedir. Hastalığın belirtileri günler içinde ve yaklaşık 4 haftaya kadar ilerleyici seyir gösterebilir.

Guillain-Barre Sendromu belirtileri şunlardır:
  • Bacaklardan başlayarak vücudun üst kısmına yayılan, simetrik kas güçsüzlüğü
  • Ellerde ve bacaklarda karıncalanma, iğne batma ve uyuşukluk hissi
  • Yürüme güçlüğü
  • Konuşma bozukluğu
  • Yutma güçlüğü
  • İdrar yapmada ya da tutmada güçlük yaşama
  • Hiptansiyon ya da hipertansiyon.
  • Kalp ritim bozuklukları
  • Solunum sıkıntısı
  • Fasial paralizi (yüz felci)

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromu Neden Olur?

Guillain-Barre Sendromunu bağışıklık sisteminin sinir hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır ancak bu otoimmün durumun neden gerçekleştiği tam olarak bilinmemektedir. Hastalığın ortaya çıktığı vakalarda genel olarak karşılaşılan yaygın tetikleyicinin akut bakteriyel veya viral bir enfeksiyona yakanılması olduğu görülmektedir.

Guillain-Barre Sendromu hastalığında periferik duyusal sistemin bağışıklık sistemi kaynaklı yıkımı söz konusudur. Periferik sinir sisteminde miyelin kılıflarının geçici iltihabı ve demiyelinizasyonuna neden olan GBS hastalığı, u da aksonal dejenerasyonla sonuçlanır ve duyusal, motor ve otonomik sinirleri de içerebilir.

Daha nadir olarak bazı aşılar bu hastalığa yakalanma riskini artırabilmektedir. hatta bazen bazı ameliyatlarda GBS hastalığına neden olabilmektedir.

Hastalığa neden olan faktörler genel olarak şunlardır:
  • Epstein-Barr virüsü
  • Pnömoni
  • Koronavirüs
  • HIV ya da AIDS
  • Influenza
  • Zika virüsü
  • Aşı

  • Soru Soru
Guillain-Barre Sendromu Nedir?

Guillain Barre Sendromu (GBS), kişinin bağışıklık sisteminin periferik sinir sistemine saldırması sonucu, vücutta kas güçsüzlüğüne, refleks kaybına, uyuşma ve karıncalanmaya sebep olarak geçici felç hali yaratabilen nörolojik bir hastalıktır.

Hastalığın en sık yerleşme şekli, simetrik olarak bacaklardan başlayıp kollara, daha sonra yüze, orofaringeal kaslara ve ağır olgularda solunum kaslarına doğru yükselen kas kuvvetsizliği ile olur. Hastalarda eşlik eden duyusal yakınmalar genel olarak daha geri plandadır ve ekstremite uçlarında uyuşma, karıncalanma ya da sırt, bel ve bacak ağrıları şeklindedir. Çocukluktan ileri yaşlara kadar her yaş grubunda meydana gelebilen otoimmün kökenli bir hastalıktır.

  • Soru Soru
Guatrda ne zaman ameliyat olmak gerekiyor?

Guatr ameliyatlarının çoğunda amaç kanser riskine karşı tedbir almaktır. Kişide guatr hastalığının bir türü olabilir, bir veya birden fazla nodül de bulunabilir. Ancak ilaç tedavisi dışında, tiroit bezinin bir bölümünün veya tamamının alındığı bir cerrahi girişim, sadece kanser riski olabileceğini belirten bir takım patolojiler varsa tercih edilmektedir. Diğer yandan, ameliyat sonrasında geriye kalan tiroit dokusunda hastalığın tekrarlama riski de bulunmaktadır.

  • Soru Soru
Guatr tedavi edilmezse ne olur?

Guatr tedavi edilmediği durumda zaman içerisinde büyüyerek çeşitli sağlık problemlerine sebebiyet verebilir. Tiroid bezinde şişkinlik artarak kişinin nefes darlığı çekmesine ve yutma güçlüğü yaşamasına neden olur. Bunun yanında metabolizma üzerinde olumsuz etkilere yol açarak kilo alımı, yorgunluk, depresyon ve soğuk intoleransı gibi semptomları oluşturur. Uzun vadede guatr tedavi edilmezse tiroid kanseri gibi daha ciddi durumların gelişme riskini de artırabilir.

  • Soru Soru
Guatr sırt ağrısı yapar mı?

Guatr, ilk aşamada boyun bölgesinde şişlik ve büyüme şeklinde kendini gösterebilir. Bu durum ilerlediğinde ise çevre yapılara baskı yaparak, gırtlak, soluk borusu ve sinirlere etki eder. Bu baskı özellikle boyun ve üst sırt bölgesinde ağrılara neden olabilir. Aynı zamanda kişinin duruşu nedeniyle de sırt ağrısı şiddetlenebilir. Doğrudan guatr sırt ağrısına neden olmasa da, büyümesiyle ve çevresindeki yapılar üzerindeki etkisi nedeniyle bu tür rahatsızlıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

  • Soru Soru
Guatr ve tiroid aynı şey mi?

Guatr ve tiroid aynı şey değildir fakat birbiriyle bağlantılıdır. Tiroid, vücutta boynun ön tarafında bulunan ve vücudun metabolizmasını düzenleyen T3 (triiodotironin) ve T4 (tiroksin) hormonlarını üreten bir bez olarak bilinir. Bu bez sayesinde kişinin enerji üretimi, kalp atış hızı, sindirim ve vücut sıcaklığı gibi hayati fonksiyonları dengelenir.

Guatr ise, tiroid bezinin anormal şekilde büyümesi durumudur. Guatr, kendi başına bir hastalık değil olarak ortaya çıkmak tiroid bezinde oluşan bir sorunun belirtisi olarak kendini gösterir. İyot eksikliği, hormon dengesizlikleri veya otoimmün hastalıklar nedeniyle gelişebilir.

  • Soru Soru
Guatr kilo aldırır mı?

Guatr, kişinin genel sağlığına, yaşam biçimine bağlı olarak kilo alımına neden olabilir. Bu noktada guatrın altında yatan neden önemlidir. Guatr hipotiroidizm (tiroid bezinin az çalışması) nedeniyle oluşmuşsa tek başına kilo aldırmayabilir. Tiroid bezinin hormon üretimindeki dengesizlikler bu soruna yol açarak kilo alımına zemin hazırlayabilir.

Filtrele

Geri