Anafilaksi Neden Olur?

Anafilaksi, besinler, kimyasallar, ilaçlar veya böcek sokmaları gibi alerjenlere bağışıklık sisteminin tepki vermesiyle ortaya çıkar. Anafilaksiye neden olan bu tetikleyicilerin vücuda girmesi sırasında bağışıklık sistemi vücuda kimyasallar salgılar ve bu durum vücudun şoka girmesine yol açar ve birtakım belirtiler ortaya çıkarır.

Anafilaksinin yaygın nedenleri şunlardır:
  • Besinler
  • Kimyasallar
  • İlaçlar
  • Böcek sokması
  • Nadir olarak polen, kırmızı et ve aşılar
Çocuklarda en yaygın anafilaksi tetikleyicileri yer fıstığı ve kuruyemişler, süt, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri, buğday, soya, susam ve süt gibi gıdalardır. Böcek sokmaları içinde ise anafilaksiye en sık neden olan arı sokmasıdır. Arı zehri hem çocuklarda hem de erişkinlerde en sık anafilaksi nedenleri arasındadır.

Muhtemel tüm bu nedenlerin dışında herhangi bir nedene bağlı ortaya çıkmayan anafilaksi türü ise “idiyopatik anafilaksi” olarak adlandırılır ve erişkinlerde, özellikle yaşlılarda çocuklara göre daha fazla rastlanır.

Anafilaksi Nedir?

Anafilaksi, besinler, kimyasallar, ilaçlar ve böcek sokmalarına bağlı ortaya çıkan ve ölüme yol açabilen tehlikeli bir sistemik alerjik reaksiyondur. Meydana gelen bu reaksiyon, bağışıklık sisteminin ilgili alerjenlere karşı reaksiyon göstermesiyle görülür. Anafilaksinin ölüm nedenini çoğunlukla tanı, tedavide gecikme, yanlış tedavi ya da tedaviye hastanın yanıt vermemesi oluşturur.

Anafilaksi hastalığında bağışıklık sistemi, vücudun şoka girmesine neden olabilecek bir dizi kimyasal salgılar. Bu salgılamayla birlikte kan basıncı aniden düşer ve hava yolları daralarak nefes alınması engellenir. Bu sırada nabzın hızlanması veya zayıflamasının söz konusu olmasıyla birlikte deri döküntüsü yaşanması da muhtemeldir. Anafilakside mide bulantısı ve kusma da görülebilir.

Anafilaksi hastalığı, epinefrin enjeksiyonu ile hızlı bir şekilde tedavi edilmelidir. Eğer tedavide gecikme yaşanırsa ölümcül bir tablo ortaya çıkabilir.

Amok saldırısı nedir?

Amok, Malay dilinde savaş alanında kızgın bir biçimde savaşmak anlamındadır. Çoğunlukla ekonomik ve sosyal prestij kaybı, sevdiği birini kaybetme, gerçek anlamda ya da algısal olarak saldırıya, adaletsizliğe maruz kalma gibi hislerin sonucu olarak amok saldırısı ortaya çıkabilir. Amok saldırısında saldırıyı yapan kişi, mağdur seçmeden ve rastgele açılan ateşler neticesinde kitlesel ölüm ya da yaralanmalara neden olur.

Aniden sinirlenme hastalığının adı nedir?

Aniden sinirlenme hastalığına amok hastalığı ya da amok sendromu denir. Psikolojik bir durumu ifade eder. Ani ve şiddetli saldırganlık nöbetlerine eşlik eden sinirlilik hali, öfke patlamaları ve kontrol edilemeyen davranışlarla belirti verir.

Hastalar kendilerini ve çevresindekileri tehlikeye atabilecek davranışlarda ile saldırganlıklarda bulunabilir. Bu nedenle hastalığın erken teşhis ve tedavi ile altta yatan nedeni bulunarak gerekli tedavi işlemleri zaman kaybetmeden yapılmalıdır.

Amok Hastalığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Amok tanısı konduktan sonra hastalığın gelişimi, belirtilerin etkisi, şiddeti ve hastalığın nedenlerine bağlı olarak tedavi seçenekleri de değişebilir. Amok hastalığının tedavi yöntemleri şunlardır:

Psikoterapi (konuşma terapisi)

Amok hastalığında kullanılan en etkili tedavi seçeneklerinden biridir. Konuşma terapisti, hastanın özelinde geçmişini, deneyimlerini, travmalarını değerlendirerek hastalığı nelerin tetiklediğini anlamaya çalışır. Bu tedavi yönteminde hastanın düşünce yapısı, davranışları, duygusal durumları gözlemlenerek anlamlandırılmaya çalışılır.

İlaç tedavisi

Hastalığın belirtilerini hafifleterek kontrol alına almak için hastaya uygun ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar çoğunlukla antidepresanlar, antipsikotikler ya da anksiyolitik içerikli ilaçlar olabilir.

Stres yönetimi

Stres yönetimi ile hastanın günlük hayatta karşılaştığı stresle başa çıkmasına yardımcı olmak için farklı teknikler gösterilir. Yoga, meditasyon, gevşeme egzersizleri hastanın daha sakin bir yapıya sahip olmasına katkı verebilir.

Sosyal destek verme ve aile

Hastanın aile bireyleri, kişinin tedavi sürecinde iyileşmesine destek vermek adına destek ağı kurarak hastaya yardımcı olabilirler.

Tıbbi takip ve kontrol

Amok atakları geliştiren hastaların sürekli tıbbi bir takip ve kontrol altında tutulması gerekebilir. Hastanın ve çevresindekilerin güvenliğini sağlamak için önlemler alınabilir.

Rehabilitasyon uygulamaları

Tedavi sürecinde iyileşmeyi desteklemek için rehabilitasyon uygulamaları gerekebilir. Rehabilitasyon programları ile hasta sosyalleşerek işlevsel becerilerini geliştirebilir. Günlük hayatta stresle daha iyi başa çıkmaya da katkı verilebilir.

Bu tür tedavi yöntemleri amok hastalarında uygulanabilecek farklı tedavi seçeneklerini oluşturur. Her hastanın tedaviye vereceği yanıt farklı olduğundan amok hatalarının tedavi aşamaları kişiye özel olarak planlanmalıdır.

Amok Hastalığı Teşhisi Nasıl Konulur?

Amok sendromu belirtilerinin olması halinde çoğunlukla psikiyatrik değerlendirme ve ayrıntılı tıbbi değerlendirme yapılarak teşhis konabilir. Amok sendromu teşhisi konulurken yapılacak işlemler şöyledir:

Fiziksel muayene

Hastanın genel sağlık öyküsü dinlenerek tıbbi geçmişi hakkında bilgi alınır. Hastalığa bağlı olarak hastanın çılgınca davranışlar sergilemesine neden olabilecek başka rahatsızlıkları (beyin hasarı, nörolojik bozukluklar gibi) olup olmadığı değerlendirilir.

Psikiyatrik muayene

Uzman bir psikolog ve psikiyatrist, hastanın duygusal ve psikolojik halini değerlendirir. Ortaya çıkan belirtiler, kişinin duygu ve davranışları hakkında hastaya sorular sorulabilir.

Hastanın sağlık öyküsü

Yakın zamanda hastanın yaşadığı stres düzeyi yüksek olaylar ve stres faktörleri değerlendirilir.

Amok sendromu testi

Bu test yöntemi ile amok hastalarında ortaya çıkan belirtilerin etkisi ve şiddeti ölçülebilir.

Laboratuvar testleri

Yapılan muayene ile değerlendirmelere ilave olarak bazı test ve tahliller gerekebilir. Kan tahlilleri ya da görüntüleme taramaları ihtiyaç olması halinde teşhis aşamasında istenebilir.

Bu tür teşhis yöntemleri kullanılarak kişide amok sendromu teşhis edilebilir. Amok hastalığında erken teşhis ve tedavi oldukça önemlidir. Erken teşhis ile uygulanacak tedavi, amok hastalığı ile başa çıkmayı daha kolay hale getirebilir. Hastalığın etkisine ve şiddetine bağlı olarak farklı tedavi seçenekleri değerlendirilip tedavi sürecine başlanır.

Amok Hastalığı Neden Olur?

Amok hastalığının kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı faktörler amok hastalığına etki edebilir. Amok hastalığının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

Psikiyatrik bozukluklar

Şizofreni, depresyon ya da anksiyete bozuklukları gibi kimi psikiyatrik bozukluklar amok hastalarında daha yoğun görülebilir. Bu tür bozukluklar kişide duygusal, düşünsel ve davranışsal süreçleri etkileyebilir.

Stres ve travma

Stres seviyesinin yüksek olması, hayatta karşılaşılan bazı olaylar amok sendromunun oluşmasına neden olabilir.

Sosyal ve kültürel etkiler

Amok sendromunun nedenlerimden biri de kültürel ve sosyal yaşam koşulları olduğu düşünülür. Özellikle Asya Kıtası'nın güney ülkelerinde yaşayan insanların kültürlerinde aşırı utanca maruz kalma, onur kırma gibi faktörler amok sendromunu ortaya çıkmasına neden olabilir.

Genetik faktörler

Amok sendromuna neden olan faktörlerin biri de genetik olabilir. Aile içerisinde psikiyatrik bozukluklar ve şiddet eğilimleri olması amok sendromu riskini de artırabilir.

Uyuşturucu ya da madde bağımlılığı

Alkol, uyuşturucu gibi bazı madde bağımlılıkları amok sendromuna etki edebilir.

Beyin kimyasında meydana gelen dengesizlikler

Beyin kimyasında oluşabilecek dengesizlikler, kişinin duygu durum ve davranışlarını etkiler. Bazı durumlarda kimyasal dengesizlik çılgınlık sendromuna neden olabilir.

Amok Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Amok hastalığında ortaya çıkan belirtilerin etkisi, türü ve şiddeti kişiden kişiye göre farklılaşabilir. Amok sendromu belirtileri şöyle sıralanabilir:

Kontrol edilemeyen ani öfke nöbetleri

Durduk yere bir neden olmaksızın ani öfke patlamaları meydana gelebilir. Öfke seviyesi hızlı bir şekilde artarak kontrol edilemeyecek düzeye gelebilir.

Şiddet ve saldırganlık eğilimler

Amok hastalığı olan kişiler çevrelerinde bulunan insan ya da canlı cansız fark etmeksizin diğer varlıklara karşı şiddet içerikli saldırgan davranışlarda bulunabilirler. Şiddetin etkisi yaralamaya hatta öldürmeye kadar varabilir.

Akıl dışı davranışlarda bulunmak

Normalde yapılmayacak akıl dışı ve tehlikeli davranışlarda bulunmak amok belirtileri arasındadır.

Ajitasyon

Hastalarda huzursuzluk, sinirlilik hali ortaya çıkarak sürekli hareket halinde olmak isteyebilirler.

Duygusal durgunluk

Amok hastalığı geçiren kişilerde saldırganlık döneminin öncesi ve sonrasında durgunlaşma gözlemlenebilir.

İzole edilerek yalnızlaşmak

Hastanın sosyal çevre ile iletişimini kaybetmesine neden olarak kendini yalnızlaştırma eğiliminde olabilirler.

Halüsinasyonlar ve paranoyak düşüncelere sahip olma

Bazı hastalar gerçeklikle bağını kopararak, paranoyak düşüncelere sahip olup halüsinasyonlar yaşayabilirler.

Amok hastalığı belirtileri kısa süreli olabilir. Ancak amok sendromu yaşayan hastaların şiddetli saldırganlık eğiliminde olarak çevresine zarar verme ihtimali de vardır. Bu tür belirtilerin görülmesi acil müdahale edilmesi gereken tıbbi bir durum olabilir. Çevrenizde bu tür belirtileri gösteren bir kişi gördüğünüzde zaman kaybetmeden uzman bir sağlık personelinden yardım almanız oldukça önemlidir.

Amok Hastalığı Nedir?

Amok hastalığı, stres, travma ve psikolojik durumlar sonucunda ani öfke nöbetleri, saldırganlık ve şiddete eğilim şeklinde ortaya çıkan psikolojik bir durumdur. Amok sendromu olarak da bilinen bu hastalık, kişide saldırganlık oluşturmasının yanından etrafındakilere zarar verecek şekilde bir yaklaşım sergileyebilir. Malayca "ani ve sebepsiz öfke patlaması" anlamına gelen "amok" kelimesinden türetildiği bilinir. Nedeni tam olarak bilinmeyen amok hastalığı kültürle ilişkilendirilir. Bu hastalık daha çok Malezya, Endonezya ve Filipinler gibi bölgelerde tanımlanabilir.

Amiloidoz Hastaları için Ne Önerilir?

Amiloidoz semptomlarının azalması ve yaşam kalitesini artırmak için çeşitli yöntemlerden yararlanmak mümkündür.

Amiloidoz hastaları için öneriler şöyle sıralanır:
  • Düzenli olarak egzersiz yapmak
  • Vücuda yeterli miktarda tuz almak
  • Sağlıklı ve dengeli beslenmek
  • Yeterli su miktarda su tüketmek
  • Tütün ürünleri ve alkolden uzak durmak

Amiloidoz Tedavisi Nasıl Olur?

Uzman doktor, amiloidoz belirtilerini öğrendikten sonra organ hasarı oluştuysa buna yönelik tedavi yöntemi uygulamak isteyebilir. Anormal plazma hücreleri AL amiloidozuna neden olduğunda anormal plazma hücrelerinin yok edilmesi için kemoterapi uygulanabilir. Farklı amiloidoz türleri için diğer yaygın tedaviler şöyle sıralanır:

Hedefe yönelik tedavi: Hedefe yönelik tedavi, amiloidoza neden olan spesifik proteinleri, genleri ya da dokuların hedef alındığı tedavidir.

Kemik iliği veya kök hücre nakli: Uzman doktor, anormal plazma hücreleri içeren kemik iliğini yok etmek ve yerine sağlıklı plazma hücrelerinin oluşması için yoğun dozda kemoterapi uygulayabilir.

Organ nakli: Kalıtsal olan amiloidoz türlerini tedavi etmek için kişinin sağlık durumuna bağlı olarak böbrek, karaciğer ya da kalp nakli önerilebilir.

Amiloidoz Nasıl Teşhis Edilir?

Uzman doktor fiziksel muayenenin ardından amiloidoz hastalığının altında yatan neden sorunu belirlemek için farklı testlerin uygulanmasını isteyebilir. Amiloidoz türlerine neden olan mutasyona uğramış proteini tanımlamak için kemik iliği aspirasyonu ve kemik iliği biyopsisinden de yararlanılabilir. Bunların yanında kişiye şu testler uygulanabilmektedir:

  • Tam kan sayımı: Uzman doktor kandaki anormal protein düzeylerini test eder.
  • İdrar tahlili: İdrar anormal protein seviyeleri açısından test edilir.
  • Bilgisayarlı tomografi (BT): Etkilenen organlarda hasarı kontrol etmek için kullanılır.
  • Ekokardiyografi: Bu test amiloidozun kalbi etkileyip etkilemediğini öğrenmek için kullanılır.

Amiloidoz Neden Olur?

Amiloidoz, vücuttaki proteinler farklılık gösterdiğinde ve belirli organlara ya da dokulara yerleşerek protein yığınları oluşturduğu durumlarda meydana gelir. Bazı durumlarda amiloidoz, amiloidoz türleriyle bağlantılı olabilen ve altta yatan bir rahatsızlık olduğu durumlarda oluşur.

Amiloidoz bazı kanser türleri, Akdeniz ateşi hastalığı, multipl miyelom, Hodgkin hastalığına bağlı olarak da gelişebilir. Bunun yanında uzun dönem diyaliz tedavisi gören böbrek hastalarında da görülebilmektedir. Kesin olarak nedeni bilinmeyen amiloidoz, genellikle 50 yaş üzeri kişilerde yaygın olarak oluşur.

Amiloidoz Belirtileri Nelerdir?

Amiloidoz belirtileri, türüne ve etkilediği organlara bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Genel olarak görülen amiloidoz belirtileri şöyle sıralanabilir:
  • Aşırı bitkinlik ve yorgunluk
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • Eklem ağrıları ve güçsüzlüğü
  • Göz kızarıklığı ya da morarması
  • Ten renginde farklılıklar
  • Nefes darlığı
  • Bacaklarla uyuşma ve karıncalanma
  • Dil şişmesi

Amiloidoz Vücudu Nasıl Etkiler?

Uzun zincirler halinde bulunan proteinlerin, enerji sağlama, vücuttaki sıvıyı dengeleme, bağışıklık sistemini güçlendirme ve vücudun süreçlerini düzenlemeye kadar birçok görevleri vardır. Proteinler kendilerine verilen görevleri tamamladıktan sonra kan dolaşımını terk ederler. Protein yanlış katlanma bozukluğu olarak da adlandırılan amiloidoz görülmesi durumu, proteinlerin anormal bir şekle bürünerek organlarda birikmesi nedeniyle meydana gelir.

Sistemik amiloidoz, her organı, kalbi, böbrekleri, karaciğeri, sindirim sistemini, eklemleri, deriyi ve kan damarlarını etkileyebilir. Bazı durumlarda amiloid birikintileri çok birikir ve organ yetmezliğine neden olabilir. Lokalize amiloidoz ise tipik olarak cildi, mesaneyi ve solunum yollarını hedef alır.

Amiloidoz Nedir?

Amiloidoz, amiloid adı verilen bir proteinin vücutta birikerek, böbrekler, karaciğer, sinirler, kalp veya sindirim sistemi gibi organları etkilemesi sonucunda bronşit, akdeniz ateşi gibi çeşitli hastalıklara neden olan bir sağlık sorunudur. Amiloidoz, yaygın olarak görülebildiği gibi bölgeye lokalize olarak da ortaya çıkabilir.

Amiloidozun birkaç türü bulunur. Bazı türleri kalp, böbrekler, karaciğer ve sinirler gibi belirli organları etkiler. Diğer türler ise vücuda yayılır. Sistemik yani yaygın olarak görülen amiloidoz, organları ve dokuları etkileyen en sık görülen türüdür. Bazı durumlarda sistemik amiloidoz hayatı tehdit ederek organ hasarına neden olabilir. Lokalize amiloidoz vücudun yalnızca bir organını ya da bölümünü etkiler.

Amfizem Hastalığından Korunma Yolları Nelerdir?

Amfizem hastalığından tamamen korunmak mümkün olmayabilir ancak riski düşürmek kişinin atacağı adımlara bağlıdır. Bunun başında da sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak gelir. Bununla birlikte hava kirliliğinden korunmak, kimyasal maddelerden kaçınmak, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam anlayışını benimsek de korunma yolları arasındadır.

Amfizem hastalığından korunma yolları şöyle sıralanabilir:
  • Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durulmalıdır
  • Hava kirliliğinden korunulmalıdır
  • Kimyasal maddelerden kaçınmak gerekir
  • Düzenlli egzersiz yapılmalıdır
  • Sağlıklı beslenme programı uygulanmalıdır
  • Bağışıklık sistemini güçlü tutmak önemlidir
  • Stres yönetimi ve uykuya dikkat edilmelidir

Amfizem Tedavisi Nasıl Yapılır?

Amfizem tedavisinde önemli olan nokta hastaları amfizem olmadan kronik bronşit aşamasındayken sigarayı bırakmaya teşvik etmek ve hastalığın ilerlemesini engellemektir. Amfizem ortaya çıktıktan sonra yapılan tedaviler arasında daralan hava yollarını genişleten bir takım ilaçlar bulunur. Akciğerdeki enfeksiyonlara karşı birtakım ilaçlar yine amfizem tedavisinde kullanılır.

Ayrıca amfizem hastaları oksijen eksikliği yaşadıkları için hastalara oksijen desteği de verilmesi gerekir. Amfizem hastalığında rehabilitasyon da önemlidir. Özellikle solunum kaslarını ve diyaframı kullanmanın öğrenilmesi büyük önem taşır.

Amfizemli bölgelerin tedavisinde bazı ileri tedavi yöntemleri de kullanılmaktadır. Özellikle akciğerin üst loblarında yerleşmiş ve tahrip olmuş kısımların ameliyatla çıkartılarak sağlam akciğer alanlarının devreye girmesini sağlayabilecek volüm azaltıcı cerrahiler uygulanabilmektedir. Volüm azaltıcı cerrahi her hastaya uygulanamaz. Bu nedenle son yıllarda bronkoskopik volüm azaltıcı tedaviler uygulanmaya başlanmıştır.

Bronkoskopi yöntemi ile akciğerin üst kısımlarındaki bronşların içine bir takım tıkayıcı maddeler verilerek o bölgelerin çökmesi sağlanmaktadır. Böylece akciğerin sağlıklı alt alanlarının solunuma katılması sağlanmaktadır. Bronkoskopik volüm azaltıcı tedavi uygun hastalara uygulandığı zaman nefes darlığının azalması ve hastanın yaşam kalitesinin iyileşmesi hedeflenmektedir.

Amfizem Nasıl Teşhis Edilir?

Amfizemin tanısı için fiziksel muayene ve akciğer fonksiyon testlerinin yanında, göğüs filmi ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme tekniklerinden de yaralanılır.

Bu bilgiler ışığında amfizem tanısı için mutlaka akciğer filmi gereklidir. Akciğer filminde amfizemli hastalarının akciğerlerinin üst alanlarındaki dokusunun azaldığı ve havalanmanın daha da arttığı ortaya çıkar. Amfizem sonucu akciğerde normalde olması gerekenden daha fazla hava olur. Çünkü amfizemli hastalar nefes yoluyla aldıkları havayı tam olarak boşaltamazlar. Bu da akciğerde bir hava birikintisine neden olur. Akciğer filminde akciğer bu yüzden daha siyah bir renge bürünür.

Ayrıca diyafram adı verilen akciğerler ve göğüs kafesi arasında bulunan en önemli solunum kası içerdeki hava arttığı için düzleşir. Diyafram düzleşmesi de amfizemin önemli bulgularından biridir. Amfizemli hastalarda kaburgalar birbirine paralel hale gelir. Normalde kalbin sol kenarı sol diyaframın üstüne oturmaktadır fakat amfizemli hastalarda kalp ve diyafram kasının arasına da hava girmektedir. Bu da akciğerdeki fazla havalanmanın etkilerinden biridir.

Sol yan taraftan çekilen filmlerde sternum denilen göğüs önündeki kemikle kalpten çıkan aort damarı arasındaki mesafenin yine aradaki fazla havadan dolayı arttığı görülmektedir. Akciğer ve yan filmlerde akciğerdeki havalanma artışı amfizem tanısının konmasında yardımcıdır. Akciğer tomografisi akciğer dokusundaki hasarı çok daha net olarak göstermektedir.

Amfizem Belirtileri Nelerdir?

Akciğerdeki hava keselerinin hasar görmesine bağlı olarak amfizemin en önemli ve yaygın belirtisi nefes darlığıdır. Kronik bronşitte öksürük ve balgam ön plandayken amfizemde nefes darlığı ön plandadır. Bununla birlikte öksürük, hırıltı, siyanoz ve yorgunluk da amfizem belirtileri olarak kabul edilir.

Amfizem hastalığında görülen belirtileri şu şekildedir:

  • Nefes darlığı
  • Balgam üretimi ile birlikte öksürük
  • Hırıltı
  • Göğüs enfeksiyonlarına yatkınlık
  • Hızlı nefes alma
  • Parmaklarda renk değişimi (siyanoz)
  • Yorgunluk ve tükenmişlik hissi
  • Zihinsel bulanıklık
  • Uyku problemi
  • Endişe veya depresyon
  • Kilo kaybı
Amfizem hastalarının nefesle aldıkları hava akciğere dolar ve tam olarak dışarı çıkamaz. Bu sebeple amfizem hastaları nefes darlığı çekerler. Ayrıca akciğerde oksijen karbondioksit alışverişi düzgün yapılamadığı için oksijen alımı da azalır ve buna bağlı olarak da kişi nefes darlığı yaşar. Yaşanan nefes darlığı amfizemin şiddetine göre değişebilir.

Başlarda yokuş bir yol ya da merdiven çıkarken oluşan nefes darlığı zaman içerisinde hastalık ilerledikçe düz yolda yürümeye hatta kıyafet giyinirken bile nefes darlığı yaşanmasına kadar gidebilir. Ancak her nefes darlığı amfizem belirtisi değildir. Nefes darlığına birçok akciğer hastalığı sebep olabilir. Ayırıcı tanıyı göğüs hastalıkları uzmanı bir hekim yapar.

Diğer yandan amfizem hastası olan kişilerin zatürre, bronşit ve diğer akciğer enfeksiyonlarına yakalanma riski de artar.

Amfizem Neden Olur?

Amfizem hastalığı, özellikle sigara tüketimine bağlı olarak akciğerlerdeki hava keselerinin iltihaplanması sonucunda meydana gelir. Sigarayla birlikte pasif içicilik, kimyasal dumanlar ve toz gibi faktörler de amfizemi tetikler. Ayrıca 55 yaş ve üzeri yaştaki kişilerin de amfizeme yakalanma riski yüksektir.

Amfizeme neden olan faktörler şöyledir:
  • Sigara tüketimi
  • Pasif içicilik
  • Kimyasal dumanların solunması
  • Çeşitli tozlara maruz kalmak
  • 55 yaş ve üstü olunması
Amfizem nadir olarak da akciğerlerdeki elastik yapıları koruyan bir proteinin kalıtsal eksikliğinden kaynaklanır. Buna alfa-1-antitripsin eksikliği amfizemi adı verilir.

Sigara tüketimi ve amfizem ilişkisi

Sigara, akciğerlere oldukça fazla zarar veren bir maddedir. Sigaranın akciğerlerdeki hava keselerini iltihaplandırması sonucunda amfizem durumu yaşanır. Aynı zamanda pasif içicilik, kimyasal toksinler ve toz gibi faktörler de amfizemi tetikleyen unsurlar arasında yer alır.

Yaş faktörü ve amfizem

55 yaş üstü olan kişilerde akciğerlerin performansı ve işlevi azalabilir. Özellikle sigara kullanımı da söz konusuysa yaşa bağlı olarak da amfizem vakaları yaşanabilir.

Filtrele

Geri