Uygulamayı yükle
How to install the app on iOS

Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.

Not: This feature may not be available in some browsers.

  • Soru Soru
Anksiyete nasıl geçer?

Anksiyete bozukluklarında, sağlıklı beslenme, düzenli uyku, fiziksel ve rahatlama egzersizleri yanı sıra stres, alkol ve sigara için tetikleyicilerden uzak durmak anksiyete için rahatlama sağlayabilir. Şiddetli anksiyeteler için doktor kontrolünde konuşma terapisini de içeren psikoterapi ve ilaç kullanımı tedavi seçeneği olarak ele alınabilir.

  • Soru Soru
Anksiyete Nasıl Tedavi Edilir?

Psikolojik terapi ve ilaç ile kaygı bozukluğu tedavisi gerçekleştirilmektedir. Bunun için ilk yapılması gereken şey ise psikiyatri uzmanına başvurmaktır. Tedaviye başlamadan önce kapsamlı bir değerlendirme sürecinden geçilmektedir. Anksiyete belirtilerinin fiziksel hastalıklar yüzünden oluşup oluşmadığını anlamak için çeşitli testler ve incelemeler yapılmalıdır.

İlaç tedavisi: Çeşitli depresyon ilaçları (antidepresanlar), anksiyete tedavisi için anksiyete semptomlarının giderilmesi için kullanılmaktadır.

Psikoterapi veya konuşma terapisi: Davranışlarınızı nasıl etkilediğini öğrenmenize yardımcı olan konuşma terapisi olarak da adlandırılır. Sizi dinleyen uzman anksiyete bozukluğunuzu anlamaya çalışır. Yaygın bir psikoterapi yöntemi olan bilişsel davranışçı terapi ile olumsuz yada paniğe neden olan düşünce ve davranışları olumluya nasıl çevireceğiniz öğretir. Bilişsel davranışçı terapi, kişilerde anksiyeteye sebep olan düşüncelerin köküne inmeyi ve sorunun çözümü için farklı davranış alışkanlıkları edindirmeyi sağlamaktadır.

Diyalektik davranış terapisi: Bilişsel davranış terapisine benzer olarak, diyalektik yöntemde de odak noktası kişinin davranışını değiştirmeye yöneliktir. Ruh hali, duygu ve ilişkileri düzenlemeye yardımcı olmakla birlikte, bunlarla ilgili ortaya çıkan sorunlara başa çıkma becerilerinin ve baış açısının geliştirilmesine odaklanır.

Anksiyete tedavisi için bu yöntemlerden biri ya da ikisi bir arada da kullanılabilmektedir. Kişiye hangi tedavinin uygun olduğunu anlamak için doktor ve danışan birlikte karar vermektedir. Herkes için aynı anksiyete tedavisi uygun olmayabilir.

  • Soru Soru
Anksiyete Krizi Nasıl Geçer?

Anksiyete ataklarında sakinleşebilmek ve semptomları bastırabilmek için nefes egzersizleri uygulamak, farklı bir konuya odaklanmaya çalışmak, şeker tüketimini azaltmak ve gevşeme egzersizi uygulamak faydalı olabilmektedir.

Nefes egzersizleri: Doğru nefes almak, sakinleşme konusunda son derece etkilidir. Nefes egzersizlerini öğrenerek sakinleşmeyi ve yeniden odaklanmayı gerçekleştirebilirsiniz.

Ayağa kalkma ve vücudu dik tutma: Korku veya tehlike hissedildiğinde bilinçaltından gelen bir dürtüyle öne eğilerek kalbi ve akciğerleri koruma durumu oluşmaktadır. Ayağa kalkmak ve dik durmak, vücuda her şeyin normal olduğu mesajını vererek sakinleşmenize yardımcı olacaktır.

3-3-3 kuralını uygulama: Anksiyete krizinin başladığını hissettiğinizde 3-3-3 kuralını uygulayarak sakinleşebilirsiniz.

  • Etrafınızdaki üç şeyin ismini söyleyin.
  • Duyduğunuz üç sesi söyleyin.
  • Vücudunuzu üç bölümünü; parmaklarınızı, bileklerinizi ve kolunuzu oynatın.
Kaygı randevusu oluşturma: Sizi kaygılandıran tüm detayları bir yere not edin ve bunları düşünmek için kendinize bir zaman dilimi belirleyin. Böylece tüm gün aynı korkuları yaşamak yerine günün belli zamanını bunun için ayırabilirsiniz.

İçinde bulunduğunuz ana konsantre olma: Gelecek zamanda olacakları düşünmek yerine şimdi bulunduğunuz zamana odaklanın. Kaygılanmanıza neden olacak bir şeyin olmadığını kendinize hatırlatın.

Kendinizi meşgul edin: Anksiyete krizinin geldiğini fark ettiğiniz anda kendinize meşgul olabileceğiniz şeyler bulmaya çalışın. Yürüyüş yapmak, kitap okumak, film/video izlemek, kaygılı düşünce kalıplarından uzaklaşmanızı ve kontrolü elinize almanızı sağlamaya yardımcı olabilir.

Şekerden uzak durma: Fazla şeker tüketimi anksiyeteyi tetiklediği için anksiyete krizinin geldiğini fark ettiğiniz anda şekerli gıdalardan uzak durun. Onun yerine proteinli gıdalar yemeyi ve su içmeyi tercih edin.

  • Soru Soru
Anksiyete Krizi Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete krizleri yaklaşmakta olan olumsuz bir duruma karşı aniden ortaya çıkar. Kaygı ve korku, nefes darlığı, göğüs ağrısı, terleme ve çarpıntı hissi gibi belirtilerin hepsinin veya bir kısmının aynı anda yaşanması anksiyete krizinin neden olduğu belirtilerdir.

Anksiyete krizi belirtileri genel olarak şunlardır:
  • Kötü bir şey olacakmış duygusuyla kaygı ve korku yaşama
  • Midede karıncalanma
  • Baş dönmesi
  • Hızlı nefes alıp-verme
  • Nefes darlığı
  • Kalp atışında düzensizlik
  • Terleme ve sıcak basması
  • Uyku bozukluğu yaşama
  • Bitkinlik
  • Göğüs ağrısı
  • Geceleri yatarken dişleri gıcırdatma

  • Soru Soru
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete anında fiziksel ve duygusal belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar, gergin ve huzursuz hissetme, kötü düşüncelere kapılma, çarpıntı, nefes alışverişinin hızlanması, soğuk terleme, ateş basması, midede karıncalanma hissi ve göğüs ağrısıdır. Anksiyete anında bu belirtilerin tamamı veya bir kısmı bir arada yaşanabilmektedir.

Genel olarak anksiyete belirtileri şöyledir:
  • Gergin, huzursuz ve endişeli olma
  • Kaygı ve korku hissi ile kötü düşünceler içinde olma
  • Nefes alışverişinin hızlanması
  • Ani soğuk terleme
  • El ve ayaklarda istemsiz titreme
  • Odaklanmada sorun yaşama
  • Halsiz ve hasta hissetme
  • Korkuya sebep olan gelecekteki olası tehdit dışında başka bir şey düşünememe
  • Nefes darlığı
  • Uyku bozukluğu
  • Göğüs ağrısı
  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı
  • Karın ağrısı

  • Soru Soru
Anksiyete Neden Olur?

Pek çok ruhsal bozukluk gibi anksiyete bozukluğunun da tam olarak nedeni anlaşılamasa da yaygın anksiyete bozukluğu, beyinde doğal olarak bulunan birtakım kimyasallarda oluşan dengesizlik sebebiyle görülmektedir. Bu kimyasallar, nörotransmiter olarak adlandırılan serotonin ve neropinefrindir. Beyin kimyasallarındaki değişimler, genetik, stres, kronik hastalıklar(diyabet, kalp, koah gibi), kullanılan ilaçlar, uyuşturucu gibi zararlı maddeler ve çevresel faktörler anksiyetenin nedenleri arasında yer alır.

Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, beyindeki korku işleme mekanizmalarında hassasiyete yol açarak stres unsurlarına karşı fazla duyarlı olmaya yol açmaktadır. Anksiyete konusunda yapılan araştırmalara göre, çocukluk çağında ortaya çıkan kaygı bozukluklarında hem çevresel hem de genetik faktörler birlikte rol almaktadır. Yukarıda sayılan kaygı bozukluğu belirtilerinden bir tanesi bile çocuklarda bulunuyorsa, vakit kaybetmeden uzman desteği almakta yarar olacaktır. Bunun için online psikolog yoluyla kaygı bozukluğu tedavisi için adım atabilir, profesyonel bir destek alabilirsiniz.

  • Soru Soru
Anksiyete Bozukluklarının Türleri Nelerdir?

Saplantı bozukluğu (obsesif kompulsif bozukluk): Tekrar eden takıntılı ve saplantılı davranışlardır. İstem dışı oluşan ve gelişen düşünceler yüzünden kişiler devamlı korku halindedir. Bu düşünceleri bastırmak için kişiler devamlı ellerini yıkar, kapının kilidini ve ocağın kapalı olup olmadığını kontrol eder. Toplumda bu durum "takıntı" olarak değerlendirilse de aslında psikolojik hastalıklardan bir tanesidir. Eğer kişiler takıntı olarak adlandırılan bu ritüelleri gerçekleştirmezse anksiyete daha da kötüleşebilir. Zaman alan bu saplantılar yüzünden kişiler yapması gerekenleri yapamaz hale gelir ve daha çok yorulur.

Panik atak: Hayati bir durum olmamasına rağmen kişide kuvvetli bir endişe ve korku hissettiren rahatsızlıktır. Panik atak belirtileri çok şiddetli olduğundan, panik atak geçiren kişiler felç ya da kalp krizi geçiriyormuş hissine kapılabilir. Panik atak durumu ortaya çıktığında kalp atışı ve kalp nabız atışı hızlanmaktadır.

Anksiyete ile panik atak belirtileri birbirine benzese de farklı sorunlardır. Anksiyetede sürekli devam eden tedirginlik vardır ve bilinçaltında devamlı kendini hissettirir. Panik atakta kişi kendini saldırıya uğramış ve tehlikede hisseder, bayılacağını zanneder, kalbi hızlı atar ve nefesi kesilir. Ataklar birkaç dakika ya da birkaç saat sürebilmektedir.

Travma sonrası stres: Travmatik bir olay sonrası hissedilen korkular ve bedensel tepkilerdir. Kişiler bu korkunç olayları tekrar gözünün önüne getirerek yeniden yaşamaktadır. Fiziksel ağrılar ve uykusuzluk, travma sonrası stres yüzünden ortaya çıkabilen durumlardandır.

Genelleştirilmiş kaygı bozukluğu: Kişinin her konuda tedirgin ve kaygılı hissetmesidir. Eve hırsız girmesi, deprem olması, sevdiklerinin hastalanması, borçları ödeyememek gibi kontrol edilemeyecek durumlara endişelenmek, kişiyi huzursuz ve geceleri uyuyamaz hale getirebilmektedir.

Agorafobi: Agorafobi, kişinin anksiyete yaşaması durumunda hızlıca yardım göremeyeceğinden korkmasıdır. Bu rahatsızlığı olan kişiler sinema salonları, doğa aktiviteleri, toplu taşıma araçları gibi doktora uzak olan yerlerde bulunmak istemez.

Sosyal fobi: Kalabalık ortamlarda kişilerin küçük düşürülme ya da aptal duruma düşme korkusu yaşamasıdır. Sosyal fobisi olan kişiler, kalabalıkta yüksek sesle konuşmaya, yemek yemeye ve davetlere katılmaya çekinmektedir.

  • Soru Soru
Anksiyete Nedir?

Anksiyete, mevcut olmayan ancak algılanan gelecekteki olası tehditler için yoğun kaygı ve kaygı duymaya neden olan psikiyatrik bozukluktur. Genellikle herhangi bir stres unsuruna karşı gelişen anksiyete, huzursuz ve gergin hissetme, çarpıntı ve terleme gibi fiziksel ve duygusal semptomlarla karakterizedir.

Gündelik hayatta, çevresel, bilişsel ve toplumsal faktörlerin yarattığı stres ve baskının tetiklediği korku, endişe ve kaygı hissi olarak da tanımlanabilen anksiyeteyi tetikleyen örnekler, sınav, iş görüşmesi, bir işi zamanında yetiştirme gibi stres ve baskı yaratan koşullardır. Anksiyetede endişe, ve belirsizliğe karşı korku söz konusudur. Kan basıncının yükselmesi, kalp atışlarının hızlanması, nefes alışverişinin değişmeye başlaması ve soğuk terleme gibi fiziksel ve duygusal belirtilere neden olur.

Genellikle beyinde doğal olarak bulunan birtakım kimyasallarda oluşan dengesizlik sebebiyle meydana gelen anksiyete, genetik faktör, stres, kronik hastalıklar, uyuşturucu madde kullanımı ve çevresel faktörler anksiyete oluşumuna zemin hazırlar. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, beyindeki korku işleme mekanizmalarında hassasiyete yol açarak stres unsurlarına karşı kişiyi daha duyarlı birine dönüştürür ve bu durum ileride anksiyeteye zemin hazırlar.

Kişiyi gergin bir yapıya bürüyen anksiyete hastalığının yaygın tedavi yöntemleri arasında gerekiyorsa ilaç tedavisi, psikoterapi ve diyalektik davranış terapisi yer alır.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilit ile sakroileit arasında nasıl bir ilişki vardır?

Sakroileit, vücutta leğen kemiğini omurgaya bağlayan sakrolliak ismi verilen eklemlerin iltihaplanmasıdır. Ankilozan spondilit de omurgayı etkileyen ve kronik iltihap ile seyreden bir rahatsızlıktır. Sırt, bel, kalça, bacak bölgelerinde ağrılara neden olabilen sakroileit ankilozan spondilitin erken belirtilerinden biri olabilmektedir. Sakroileit durumunda hastaların ankilozan spondilit yönünden değerlendirilmesi çok önemlidir.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilit ağrıları, normal bel ağrısından nasıl ayırt edilir?

Hemen herkes hayatının bir döneminde bel ağrısı yaşayabilmektedir. Bel fıtığı, kireçlenme, kas spazmı, bel kayması gibi nedenlere bağlı mekanik bel ağrısıyla, ankilozan spondilit hastalığında yaşanan bel ağrıları birbirinden farklıdır. Mekanik bel ağrıları daha çok hareket halindeyken oluşur ve istirahat edildiğinde düzelir veya azalma gösterir.

Ankilozan spondilitte ise ağrılar kişi dinlenirken oluşur, hareket edildiğinde ise hafifler. Gece uykudan uyandıracak şekilde şiddetli ağrılar olabilmektedir. Sabahları ise uzun süren bel tutuklukları yaşanabilmektedir. İltihaplı olmayan diğer bel ağrılarında da tutukluklar yaşanabilir ancak bu tablolarda tutukluk çok daha kısa sürmektedir.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilitte hangi egzersizler yapılmalıdır?

Bütün vücudu aynı anda çalıştıran yüzme ankilozan spondilit hastaları için çok faydalı bir egzersizdir. Yürüyüş, bisiklete binme, pilates ve yoga gibi sırt ve bel kaslarını güçlendiren egzersizler de çok faydalıdır. Haftanın en az 4 günü yarım saat egzersiz yapılmalıdır. Ancak kas ve iskelet sistemine zarar verecek ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilitte İlaç tedavisi tek başına yeterli midir?

Ankilozan spondilitte ilaç tedavisi kadar egzersiz yapmak da önem taşımaktadır. Hareketsiz bir yaşam iltihap birikimine ve kilo alımına neden olmaktadır. Bu hastalıkta omurga çok hassastır ve omurgaya yük binmemesi için kilo kontrolü çok önemlidir. Ankilozan spondilit hastaları; sağlıklı beslenmeli, sigara tüketmemeli ve fazla kilo almamalıdırlar.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilitte hangi ilaçlar kullanılır?

Tedaviye belirli egzersizin yanında ağrı kesici veya antiinflamatuvar denilen kortizon içermeyen ilaçlarla başlanmaktadır. Bu tedaviler düzenli olarak ve yeterli süre uygulandığında fayda göstermiyor ve kişinin sabah tutukluğu, bel ve sırt ağrıları devam ediyorsa ayrıca kanda bakılan iltihap göstergeleri de azalma göstermiyorsa biyolojik ilaçların kullanımı devreye girebilmektedir. Bu biyolojik ilaçlar normal ilaç tedavilerine cevap vermeyen hastalarda kullanılmaktadırlar.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilit tedavi edilmezse ne olur?

Erken tanı ve teşhisin çok önemli olduğu ankilozan spondilit tedavisi ömür boyu olan ve düzenli takip gerektiren bir hastalıktır. İyi tedavi olmayan ve ilerleyen vakalar öne doğru eğilme, bükülme ve kamburlukla sonuçlanabilmektedir. Oyuncu Suna Pekuysal ve Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ilerlemiş ankilozan spondilit hastalığına sahip tanınmış kişiler arasında yer almaktadır.

  • Soru Soru
Ankilozan spondilit nasıl bir hastalıktır?

Ankilozan spondilit, iltihap nedeniyle omurgadaki omur adı verilen kemiklerin zamanla birbirine kaynaşmasına neden olan kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Eklemlerdeki bu kaynama omurganın esnekliğinin azalmasına ve kambur bir duruşa neden olur. Eklemlerin etrafındaki iltihaplanma çevredeki kasların gerilmesi sonucunda ağrı ve sertliğe neden olur.

  • Soru Soru
Ankilozan Spondilit Tedavisi Nasıl Yapılır?

Ankilozan spondilit ömür boyu devam eden kalıcı bir hastalıktır. Bu hastalığı tamamen iyileştiren bir tedavi yoktur, sadece semptomları hafifletmeye yönelik tedavi uygulanabilmektedir. Atak dönemlerinde eklemlerde oluşan iltihaplanma için ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Ayrıca ağrı kesici, iltihap kurutucu özellikte olan kortizon içermeyen ilaçlarda tedavisinin bir parçasıdır. Bu ilaçlar düzenli olarak kullanıldıklarında fayda göstermiyor ve kişinin kanda bakılan iltihap göstergeleri düşmüyorsa biyolojik ilaçlar reçete edilir.

Ankilozan spondilit için TNF grubu ilaçlar da kullanılmaktadır. Bu biyolojik ilaçlar normal ilaç tedavilerine cevap vermeyen hastalarda kullanılmaktadır. İltihaplı romatizma hastalıkları içinde egzersizin en gerekli olduğu hastalık ankilozan spondilittir. Tedavinin yarısını ilaçlar oluştururken diğer yarısını egzersiz oluşturmaktadır. Omurgayı, bel, sırt, boyun ve göğüs kaslarını güçlendiren egzersizler yapılmalıdır. Çok ilerlemiş ve eğilmenin belli bir derecenin üzerinde olduğu, hastanın yaşam konforunun çok azaldığı tablolarda ise cerrahi yöntemlere başvurulabilmektedir.

  • Soru Soru
Ankilozan Spondilit Nasıl Teşhis Edilir?

Hasta hikayesi her hastalıkta olduğu gibi ankilozan spondilitte de önem taşımaktadır. Genetik geçişli bir hastalık olduğu için hastanın aile hikayesi de büyük öneme sahiptir. Fizik muayenede ise bu hastalığın başladığı sakroiliyak eklemler üzerine uygulanan bası manevraları ile eklemlerin hassasiyeti belirlenmektedir. Eğer kamburluk ve eğilme varsa bunların dereceleri ölçülerek belirlenmektedir. Bu bulgular ankilozan spondilit teşhisi için önemlidir.

Hastalığın tanısı için bir takım kan değerlerine de bakılmaktadır. Kandaki iltihap değerini gösteren CRP ve eritrosit sedimentasyon hızı yapılan testler arasında yer almaktadır. Bu iltihap belirteçleri ankilozan spondilitte genelde yüksektir ancak hastaların önemli bir kesiminde normal olabileceği de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle tüm hastalarda tanı amaçlı radyolojik görüntüleme tekniklerine başvurulmaktadır.

Ankilozan spondilit tanısının en doğru şekilde konmasını sağlayan görüntüleme tekniği ise MR’dır. Sakroiliyak grafi ile net tanı konulamayan hastalarda veya takipte hastalık aktivitesinin ya da tedavi yanıtının belirlenmesi planlanan hastalarda MR incelemesine gerek duyulmaktadır. MR ile kemik iliğinin içindeki ödem ve eklem içindeki iltihap erken aşamalarda bile gösterebilmektedir. Bu da günümüzde erken tanı koymada kolaylık sağlamaktadır.

Filtrele

Geri